Lütfen bekleyin..


Ahmed Said Şirvan

Suriyeleştirme Hamleleri!

24 Şubat 2016, 09:47 - Okunma: 2628

Suriye ilk karıştırılmaya başlandığında, daha önce Arap baharının etkilediği yerlerde hazırlıksız yakalanan şer güçler, bu sefer ellerini çabuk tutarak, ilk günden bu ülke ile ilgili insanlık dışı emellerini gerçekleştirme noktasında, ellerini daha çabuk tuttular.

Bu süreç içerisinde ilk etapta yapılan gösterileri, hemen provoke etme yoluna gittiler. Şer güçler bazı grupları hemen silahlandırarak şiddet ortamına çekti. Zaten zulmü ile nam salmış olan Suriye rejimi şiddet olaylarını daha büyük bir şiddetle bastırmaya dünden hazırdı.

Şer ittifakının ‘şiddet ve kaos politikası’ ile Suriye’ye dahil olması ve Suriye rejiminin de zaten zulüm ile besleniyor olması, Suriye’nin kısa süre içerisinde tamamen harap hale gelmesine yetti. Yüz binlerce insanın ölümü, milyonlarca insanın mülteci durumuna düşürülmesi, harap hale getirilen bir ülke ve bütün bir halkı karanlık bir geleceği mahkûm etme sonucunu beraberinde getirdi.

Küfür cephesinin, yüzyıllardır İslam coğrafyasında yaptıklarını en iyi bilmesi gereken Türkiye’nin, isteyerek ve bilerek Suriye sürecine batı ile beraber dahil olması, Suriye sorunun Türkiye’ye taşınmasına da sebebiyet verdi. Zira Osmanlı’nın parçalanmasından ders almayan, Pkk’nin büyütülüp palazlandırılmasında öncü rol oynayan şer odaklarıyla aynı safta yer aldı. Yıllardır bir taraftan örgüte, bir taraftan devlete göz kırpan, yüz milyarlarca dolar bir ekonomik maliyet, on binlerce insanımızın ölümüne sebebiyet veren aynı şer güçler değil midir?

Aynı yılan tarafından defalarca ısırılan şaşkın insan misali, Türkiye’nin her defasında batının oyununa gelip bu kaos sürecine dahil olması, aslında tarihten zerre miktarı ders almadığını da bize göstermiş oldu. Daha on yıl önceki batının hilelerinden, desiselerinden ders almayan Türkiye’nin, her seferinde yuttuğu numaranın şaşkınlığı ve uğradığı hayal kırıklığını nasıl kamufle edeceğinin peşine düşmektedir.

Batının ve özellikle Amerika’nın PYD ile ilgili son kararı, beklenen bir karardı. Çünkü Stratejisini bu çerçeve üzerine kurmuştur. İşini o esnada kiminle gördürüyorsa onu destekler, işi bitince de bozuk para gibi harcamaktan çekinmez. Çünkü Amerika’nın dostu yoktur. Amerika’ya hizmet etmesi gereken ülkeler, örgütler ve politikalar vardır. Kirli işlerini, katliamlarını, talanlarını ve insanlık dışı bütün vahşetlerini bu taşeronları eliyle yapmaktadır.

Son taşeronu da PYD’dir. Şu anda bu örgütü peçete gibi kullanmaktadır. Peçete kirlendiği zaman ne yapılır? Ama Türkiye’nin şaşkınlığını anlamak ise mümkün değildir. Bu kaçıncı kez aynı numarayı yutuyor? Hani müttefikliğimiz, nerde stratejik ortaklığımız vaveylaları, aslında her seferinde tarih tekerrür etmektedir, yani hiç ders almıyoruz. Zaten Amerika’nın da bize acıyacak hali yok.

Bütün bunlardan daha acısı ise Suriye sürecinin bize kaos, mülteci sorunu ve terör belası şeklinde özellikle intikal ettirilmesidir. Son Ankara saldırısı bize gösteriyor ki şer güçler geçmişte, huzurumuza kastettikleri gibi şu anda da huzur ve güvenliğimize bomba atmaktan kaçınmamaktadırlar.

Geleceğimizi de kaos altına almak için her tarafı kan gölüne çevirmekten asla geri durmayacaklardır. Önümüzdeki günlerde Türkiye içinde daha çok terör faaliyeti gerçekleşirse, şaşırmamak lazımdır. Çünkü yeni taşerona ihale edilen iş bu çerçevededir. Amerika’nın ve bilumum şer güçlerinin istihbaratlarının da arkalarında olduğunu, her türlü istihbari ve lojistik desteği sağladıklarını hesapladığımızda aslında önümüzdeki günlerde daha kanlı eylemlerin olabileceğini söylemek kehanet olmayacaktır.

Barikat ve çukur siyasetinden ders almayan, bu uğurda yüzlerce insanı kandırıp imha ettiren, mahalleleri ve ilçeleri harabeye dönmesine zemin hazırlayanların, bütün gayretleri buraları da içeriden ‘Suriyeleştirmek’ özlemi değil mi? Dışarıdan desteklenen yeni kaos ve terör planı ise Türkiye’yi ‘Suriyeleştirme hamlesinden’ başka bir şey değildir.

Aslında bütün İslam dünyasında gerçekleştirilmek istenen şey, her tarafı Suriyeleştirmektir. Dün bu emellerini gerçekleştirmek için hiçbir katliamdan ve terör eylemlerinden geri durmayan şer ittifakı, bu günde her tarafı kana bulamaktan asla geri durmayacaktır. Ama en ibretli olan ise aynı numarayı defalarca yutan bu ümmetin çocuklarının geçmişten hiç ders almamış olmalarıdır.

Daha ne zamana kadar aynı numaraları yutacağız? Daha kaç kez aynı yerden ısırılacağız? Daha kaç kez küfrün birlikteliği ve işbirliği karşısında aynı şaşkınlığı yaşayacağız? Daha ne zamana kadar bize bu numaraları yutturanlara, bizi defalarca ısıranlara ve bizi şaşkına çevirip sersemletenlere ‘müttefikimiz’ ve ‘stratejik ortaklarımız’ diyeceğiz?

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=