Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Ne Yapmaya Çalışıyorsunuz?

21 Ağustos 2015, 09:22 - Okunma: 3432

20 Temmuz Suruç patlaması sonrası yaşanan çatışma süreci ile ilgili olarak basın ve medyada çok şey yazılıp çizildi. Düne kadar “çözüm süreci” aldatmasını canhıraş bir şekilde savunan ve sivil halka ve dindarlara yönelik saldırı ve katliam girişimlerini bile görmezden gelen “çözüm süreci bülbülleri” şimdi PKK’nin asker ve polise saldırısı sonrası daha yeni uyanmışçasına “çatışmasızlık” sürecinde yapılan saldırıları ekranlarda sıralıyorlar.

Dün “çözüme evet ama halka saldırılara hayır” diyen bizleri neden dinlemediniz? Sizinki canda dindar halkın ki patlıcan mı? Onlar öldürülürken, işyerleri-evleri yakılıp yıkılırken, STK’ları saldırıya uğrarken üç maymunu oynayanlar şimdi feveranınız hiç samimi değil.

Yapılan yüzlerce saldırı ve ölüm olayları ile 6-7 Ekim vahşetine rağmen öldürülenler dindar olduğu için, “aman çözüm süreci zarar görmesin” diye saldırılara göz yumanlar şimdi ölen asker, polis, halk ve PKK’lilerin öldürülmesinden sorumludurlar. Suruç patlaması ve yaşanan çatışmalarla ilgili görüşümü merak edenler, “SAVAŞ BARONLAR KAZANDI” adlı köşe yazıma bakabilirler.

Şimdi durum bu iken açıktan yazma cesaret ve onuruna sahip olmayan bazı zevzekler kalkmış, dindar kesimleri suçlayıcı ifadeler kullanıyorlar:         Bir yerel gazetede “HADİ ÇÖZÜN DE GÖRELİM!” başlığı altında kimin yazdığı belli olmayan yazıda:

“Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülebilmesi için 3 yıllık çatışmasızlık hali, birilerinin keyfini işin başından beri hep bozuyordu ya,

Hükümetin müzakere sürecini yürüttüğü muhataplar noktasında her fırsatta itirazda bulunan HDP, DBP, PKK bizi bağlamıyor, temsil etmiyor diyorlardı ya,

Bunlar çözüm süreci kalıcı barışa doğru adım adım ilerlerken “neden biz de bu süreçte muhatap alınmıyoruz” diyerek kafa karıştırdılar hep. Çatışmalar yeniden başladı ya şimdiki ruh hallerini merak ediyorum.

Eminim ki gelinen noktadan şimdi çok mesut ve mutludurlar.

Muhataplık derdine düşenler şayet çatışmazlık sürecinde taraflara “bu işi bir an önce kalıcı bir barışla noktalayın” baskısı yapmış olsalardı kesinlikle müzakereler mutlu sonla sonuçlanırdı.

Ama ne yazık ki bireysel hesaplar, siyasi rantlar, çekemezlik yüzünden çözüm sürecinin sabote edilmesine yol açtılar.

Şimdi çözüm sürecinin bitmesinde rol alanlar, kardeş kanının dökülmemesi için nasıl bir rol oynuyorlar acaba?

Daha doğrusu şimdi ne kadar büyük bir hata yaptıklarının farkındalar mı?

Hazır AK Parti Hükümeti “biz çözüm sürecini her şeye rağmen yürüteceğiz” diyorken, şu muhataplık konusu peşine düşenlere de fırsat doğdu. AK Parti ile bir araya gelip çözsünler, nasıl çözeceklerse çözsünler bakalım Kürt sorununu!

Çatışmaları ve akan kanı durdursunlar da biz de takdir edelim onları.

Ancak birbirimizi kandırmanın, lafı dolandırmanın anlamı yok.

Bu sorun onların çözebileceği kadar kolay ve basit bir sorun değildir.

Muhataplık noktasında muhalefet edenlerin hepsi bir araya gelse ve bu sorunun çözümü için 100 yıl çalışsalar, çabalasalar başarılı olamazlar. Tamam, onlar da bu sorunun bir parçası ve hatta mağdurları olabilirler.

Onları da sorunun çözümü noktasında dinlemek ve önerilerini almak gereklidir.

Ancak onlar sorunun çözümü için birinci derecede muhatap değiller ve olamazlar.

Diyelim ki AK Parti Hükümeti muhataplık noktasında taktik değiştirip HDP, DBP ve PKK yerine ne kadar Kürt siyasi hareketi ve muhalifi varsa onları bir araya getirip çözüm sürecini devam ettirme yoluna başvurdu, bu yöntemle Kürt sorununun çözülme şansı var mı peki?

Kime sorarsanız sorun, muhtemelen cevap “Hayır” olur.

Eee… Madem bu sorun onlarla çözülmeyecekti neden kendilerini yerden yere vurdular bunlar?

Eğer çatışmazlık sona erip tekrar eller tetiklere gitmişse en az çatışanlar kadar müzakere sürecine muhalefet edenler ve hep kafa karışıklığı yaratanlar da bundan mesul ve sorumludurlar.”

        Şimdi bu yazıyı yazan zevzek iyi dinlesin. Dindar insanlar ve kesimler çözüm sürecine hiçbir zaman karşı olmadı ve destekledi. Eğer iyi niyetli olsanız ilk günden beri gerek HÜDA PAR’ın gerekse STK’ların açıklamalarına baksanız dindar kesimlerin sürece olan katkı ve desteklerini görürdünüz. Bununla birlikte sürecin bu şekilde yanlış bir yolda gittiğini ve bütün Kürtlerin kaderinin bir örgütün siyasi ihtiraslarına kurban edilemeyeceği uyarısını yaptılar.

Konu gayet açık anlaşılmayacak bir şey yok. Biz diyorduk ki ve şimdi de diyoruz ki:

1-Silahların susturulması konusunun muhatabı olan örgüt ve parti ile konuşulsun.

2-Kürtlerin top yekun hakları için bu örgüt ve partinin de içinde olduğu bütün Kürtler ile konuşulup muhatap alınsın.

3-Kürtlerin yaratılıştan kaynaklanan hakları pazarlık konusu yapılmasın. Bunlar koşulsuz verilmelidir. Bu haklar bir örgütle pazarlık yapılarak bütün Kürtler onlara mahkum edilmesin. 

Şimdi bunlara itiraz edebilecek vicdan ve iman sahibi kimse var mı?

Şimdi iki tarafında samimi olmadığı bir çözüm sürecinde masayı devirenler sanki dindarlarmış gibi bizleri sorumlu tutmak en hafifi tabirle “aymazlıktır” sorun şeytan’dan “Nâsihun Emin” yapmak isteyenlerdedir. Sorun koynuna akrep alanlardadır.

Dindar kesimler iş bu noktaya gelmeden uyarılarda bulundu. Yanlış ve eğri bir temel üzerine yapılan bir binanın sağlam olmayacağını ve yıkılacağını söylediler ve haklı çıktılar. Masayı bizler devirmedik ki bizler sorumlu olalım.

          Son olarak, muhataplık konusuna gelirsek, hükümet dindar kesimleri muhatap almıyorsa almasın bizlerde onu muhatap almıyoruz. Bizler uyarılarımızı muhatabımız olan Müslüman halka yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Kimseye yaranma derdimiz olmadığı gibi kimseye şirin görünme ve memnun etme gibi bir derdimiz de yoktur.

Selam ve dua ile…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet
3167 gün önce
Selamun aleyküm Gerçekten sizleri tebrik ediyorum bu zevzek mi geri zekalımı kim bunu dediyse ortalığı bulandırmaktan başka bir şey yapmamıştır yaptığı tek şey kendi örgütüne şirin görünme ve yaranma çabası yani örgütü olan pkk ye ama bunu soran o ileri zekalı sanan kişi varya hiç bir zaman düşündüğü emelleri yerine getiremeyecek ve onun gibi hiçbirşey yürümeyecek
Yazarın Diğer Yazıları
77 gün önce
483 gün önce
616 gün önce
630 gün önce
686 gün önce
742 gün önce
777 gün önce
797 gün önce
839 gün önce
854 gün önce
1133 gün önce
1266 gün önce
1439 gün önce
1462 gün önce
1491 gün önce
1676 gün önce
1805 gün önce
1827 gün önce
1951 gün önce
2018 gün önce
2044 gün önce
2075 gün önce
2217 gün önce
2254 gün önce
2359 gün önce
2382 gün önce
2612 gün önce
2681 gün önce
2802 gün önce
2961 gün önce
2963 gün önce
3020 gün önce
3038 gün önce
3041 gün önce
3062 gün önce
3096 gün önce
3151 gün önce
3160 gün önce
3233 gün önce
3351 gün önce
3326 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=