Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Hazırcılık hastalığı ve girişimcilik ruhu!

17 Aralık 2018, 22:09 - Okunma: 1669

Öyle bir zaman ve toplumda yaşıyoruz ki, herkes hazıra konarak, çalışmadan para kazanmanın ve zengin olmanın yollarını arıyor. Üretmek, topluma faydalı olmak pekte kimsenin aklına gelmiyor. İnsanlarımız topluma ve insanlığa faydalı olmanın yollarını değil, “nasıl kısa yoldan zengin olabilirim” diye düşünce ve çözümler peşinde koşuyor.

Gençlerimize ve ailelerimize baktığımızda, “yeni bir iş kurayım, yeni bir sektöre gireyim, yeniliklere imza atayım” gibi girişimci ruhtan uzak bir şekilde devlete nasıl yerleşip memuriyet elde ederimde; hayatımı kurtarırım düşüncesine kapılıyor. Ve birçok aile de, üniversite okuyan gençlerde girişimci ruhtan uzak bir şekilde “nasıl memur olurumda hayatımı kurtarırım”ın derdine düşüyor.

Tabi bunda eğitim sisteminden toplumsal yapıya kadar birçok faktör etkili oluyor. Eğitim sisteminde girişimcilik ruhu verilmesinden çok, gençlerimizin cesaretini kırmaya yarayan bilgiler veriliyor ve pratikte karşılaşacakları veya iş kurmada yol gösterici olacak bir proje uygulanmıyor. Aksine “okuyanın cesaret az olur” anlayışının değirmenine su taşıyorlar.

Toplum olarak ta girişimcilik ruhuna uygun bir yapımız maalesef yoktur. Yeni bir iş kurmak isteyen ve bir yeniliğe imza atmak isteyen biri olduğunda toplumdaki; “mahalle baskısı”ndan dolayı “ya beceremezsem” diye düşünerek baskının altında ezilip, çoğunlukla o işi yapmaktan vazgeçiyor. Yeni bir işe veya projeye girişen kişi ilkinde başarısız olunca, toplum ve kurumların destek olması, onu ayağa kaldırması gerekirken; “bir işi beceremedi, yapamayacağın işe niye giriyorsun?” gibi taciz ve tarizle karşılaşılıyor. Eğer bu mantıkla hareket edilseydi hiçbir bilim adamı ve mucit keşif gerçekleştiremezdi. Hiçbir girişimci, işadamı ve sanayici yatırım ve iş sahası oluşturamazdı. Hiçbir dava adamı davasını nihayete erdiremezdi.  

Oysa ticaret risk almaktır. Risk almadan hiçbir atılım yapamayız ve yerimizde sayarız. Peygamber efendimiz (S.A.V.): “Rızkın onda dokuzu ticaret ve cesarettedir” buyurmuştur. Risk almadan ve cesaretli olmadan hiçbir işe girişemeyeceğimiz gibi, toplum olarak geri kalmaya mahkum oluruz. Oysa gerek toplum, gerekse devlet kurumları, gençlerin girişimcilik ruhunu harekete geçirecek anlayış ve projelere sahip olsa durumumuz çok farklı olabilirdi. Okul çağından beri gençler bu eğitimle yetiştirilerek, hazıra konma yerine sürekli proje üretmeye ve gelişmeye akıl yorar. Tüketici olmak yerine üreten fertlerden oluşan bir toplum oluruz. Gençlerimiz üniversite okurken eğitim sistemi onlara yeni ufuklar açarak kendi ayakları üzerinde duracak imkan oluşturulmalı ve gençlerimiz; “Ben mezun olduktan sonra mutlaka kendi işimi kuracağım ve şimdiden bununla ilgili hangi projeleri yapmalıyım.” şeklinde düşünmesini ve yapmasını sağlamalıyız.

Dünya bu konuda ne yapıyor ona biraz bakalım:

“Dünyanın teknolojik olarak gelişmiş birçok bölge ve ülkesinde istihdam, daha çok yeni teknolojileri iyi kullanan ve yeni ürün yaratımında becerileri olanlara yönelmektedir. Girişimci kişilerin yetişmesi veya girişimci ruhunun oluşabilmesi, iklimle birlikte yeni bir kültürün oluşmasını gerektirmektedir. Bu nedenle toplum yapısının, bakış açısının da değişmesi zorunludur. Türkiye’de iş yapabilme zorluğu ve zor ekonomik koşullar insanların daha yaratıcı rekabetçi girişimci ve atılgan olmasını gerektirmektedir. Teknolojinin gelişmesi ve bilgi kaynaklarına daha hızlı ulaşmadan yola çıkarak global ve uluslararası boyutta girişimciliğin geliştirilmesi özendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ve yeni girişimlerin teşvik edilmesinde önemli kriterlerden biri, girişimcilik kültürünün ve girişimcilik ikliminin gelişmesidir. -Girişimcilik ve İş Kurma: AÖF Yayınları: Prof. Dr. Mehmet Başar-

Sonuç olarak: bizlerde zamanın ruhunu iyi okumalı, üzerimizdeki ataleti atarak yeni ufuklar ve projeler geliştirecek gençlerin yetişmesini sağlamalıyız. Aynı zamanda nesillerimize inancımızın temelleri ve inancımızda tembellik, uyuşukluk değil, devamlı ileriye doğru olumlu adımlar atılması gerektiğinin emredildiğini öğretmeliyiz.

Selam ve dua ile...

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
78 gün önce
483 gün önce
617 gün önce
631 gün önce
687 gün önce
743 gün önce
778 gün önce
797 gün önce
839 gün önce
854 gün önce
1134 gün önce
1267 gün önce
1440 gün önce
1463 gün önce
1492 gün önce
1676 gün önce
1806 gün önce
1827 gün önce
1952 gün önce
2019 gün önce
2045 gün önce
2075 gün önce
2218 gün önce
2255 gün önce
2360 gün önce
2383 gün önce
2613 gün önce
2682 gün önce
2803 gün önce
2961 gün önce
2964 gün önce
3020 gün önce
3038 gün önce
3041 gün önce
3062 gün önce
3096 gün önce
3151 gün önce
3160 gün önce
3233 gün önce
3352 gün önce
3327 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=