Menü

Batman Basın

Geri Dön

Fatih Oruç:
KORONA

05 Mayıs 2020, 23:29

Her çağın Firavunları, Nemrutları ve Ebu Cehilleri olduğu gibi,

Her çağın bir kaosu, belası, musibeti, cezası ve imtihanı da vardır ve olmaya da devam edecektir.

İnsanlığa gönderilen bu kaoslar, belalar ve musibetler bazen yüzyıllarca etkili olur. Toplumların tarihlerinde derin, onarılması zor yaralar açar ve izler bırakır. Birtakım hayırların meydana gelmesine de vesile olurlar.

Yani Allah, bu tür olaylarla kullarına birtakım işaretler gösterir ve mesajlar verir.

2019 yılı sonundan itibaren dünya tarihinde ilk defa olan olayları yaşıyoruz.

Allah’ın gözle görülmeyecek kadar küçük ordusu Çin’in Wuhan şehrindeki siperlerinden çıktılar ve tüm dünyayı dört bir yandan kuşattılar. Görülmemiş bir kâbus. Önce Uzak Asya sonra Avrupa, Amerika ve Ortadoğu derken bütün dünyaya saldırdılar.

Tüm dünya halkları aynı soruyu soruyor. Nereden çıktı bu korona denilen virüs? Neden ve nasıl dünyanın üzerine bir kâbus gibi birden bire çöktü. Ölümcül pençelerini nasıl dünyaya geçirdi ve insanlığı esir aldı.

Ülkeler arası bütün sınır trafiği sekteye uğradı. Ulaşım asgari düzeye indi. Bölgeler ve şehirler karantinaya alındı. Caddeler, sokaklar, şehirler boşaldı. İnsanlar evlerine kapandı. Meçhul akıbetlerini beklemeye başladılar. Sokaklara çıkanlar zorla engellenmeye çalışıldı. Eğitimler, toplantılar, konferanslar, ibadethaneler, halkın toplu olarak bulunduğu tüm etkinliklere ara verildi. Çarşılar, pazarlar, restoranlar ve eğlence mekânları kapılarına kilit vuruldu.

Belki de tarihinde ilk defa Kâbe, Medine ve Mescid-i Aksa kapandı.

Bunların hepsi tarihte insanoğlunun yaşadığı çok farklı küresel olaylardı.

Bütün insanlığı büyük bir korku ve endişeye sevk etti. İnsanlar birbirlerinden kaçar oldular. Bütün insanlığı çaresiz bir gelecek endişesi kaplamaya başladı. Her gün ölümün acısını hissedip korkusunu yaşıyorlar. Korona virüsü ile yatar, korona virüsü ile kalkar oldular.

Gözle görülmeyecek kadar küçük bir virüs, tagutlaşan toplumların, süper devletlerin ve Müslümanız deyip de haddi aşan milletlerin bütün sosyal yaşamlarını, ekonomik politikalarını ve alışkanlıklarını allak bullak etti. Dünyanın kabadayılığına soyunan ve ülkeleri haraca kesen devletleri çaresiz, muhtaç ve savunmasız bıraktı. Onlara ölümün soğuk ve ürpertici yüzünü en çarpıcı bir şekilde gösterdi.

Koskoca küresel devlerin görünmez bir virüs karşısında nasıl aciz kaldıklarını gördük, cüceleştiklerine şahit olduk. Bilimi ve teknolojiyi putlaştıran, yeryüzünde böbürlenerek yürüyen, kibirli insanoğlu, füzelerin, jetlerin, tankların, topların, tüfeklerin, kimyasalların yeri geldiğinde hiçbir işe yaramadığını bütün çıplaklığı ile gördü.

En zengin ülkelerin bile, basit bir maske için ne oyunlar çevirdiklerini, ne durumlara düştüklerini ve birbirlerine karşı husumetli tavırlarını müşahede ettik. 

Bütün bu olanları tek bir kişiye ve tek bir olaya ve topluma bağlamak uygun olmaz. Bu olayın birçok nedeni ve sonucu olması çok boyutluluğunu gösterir. Onun için çok boyutlu değerlendirmemiz gerekir.

Korona, savaşlar içerisinde kaynayan bir dünyada, zulümlere, kan ve gözyaşına, ahlaksızlığın zirve yaptığı bir duruma ve doğanın isyanına bir geri dönüşü müydü diye de düşünebiliriz.

Yüce Rabbimiz diyor ki:

İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor. (Rûm,30/41)

Ve son çaremiz ise dua, dua. Ellerimiz karıncalana kadar dua.

Musibet gibi görünen bu olayları fırsata çevirmeye çalışalım, Allah’a yalvarıp tövbe edelim, tedbir alalım. Virüsü, modern dünyanın kana susamışlarına ve iman ettik deyip de yoldan çıkanlara bir ilâhî uyarı olarak görüp kendimizi sorgulayalım. Özeleştirimizi yapalım.

Ey Rabbimiz! Sen merhametlilerin en merhametlisisin. Bir an önce insanlığı bu musibetten muhafaza eyle. İbret almayı bizlere nasip eyle.

Ya Rabbi!

Dünya imtihanımızı kolaylaştır, musibetler karşısında bilincimizi ve direncimizi artır, bizlere sabır ve metanet ver.

İlâhi Ya Rabbi!

Hastalarımıza şifa, dertlilerimize deva, borçlularımıza kolaylıklar nasib eyle Allah'ım!

"Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz, bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz!" (A’râf, 7/ 23)

Fatih Oruç Tüm Yazıları

© 2024 - Batman Basın

Normal Siteye Dön