Menü

Batman Basın

Geri Dön

Abdurrezzak ÇELİK:
KUDÜS İÇİN KARDEŞ NASİHATİ

11 Mayıs 2021, 19:03

Ben Emir Hüseyn. Yıllar önceydi ve ben daha küçüktüm. Yine böyle bir vakitti. Vahşi Siyonistlerin, Müslümanların sessizliğinden istifade ettiği, beslendiği, güç aldığı bir dönemdi. Kutsal beldedeki kutsal mabedimize, mabette ibadet eden Müslümanlara saldırıyı maharet zanneden zavallılar yine sahnedeydi. Haddi aşmayı marifet addeden bu güruh her işlerinde olduğu gibi zulümlerinde de haddi aşıp Müslümanların sabrını ölçme cüretinde bulunuyorlardı.

Babam, bir büyükle konuşuyormuşçasına beni karşısına alıp Lokman’ın oğluna öğüt verdiği gibi nasihatlerini sıraladı:

“Biliyorum daha 40 günlük bir bebeksin. Ama bu demek değildir ki sen küçüksün. Senin Ümmet için kalkman, büyümen ve hemen Kudüs’ü Fethetmen gerek. Ağlamanın vakti değil, cihat Vakti. Annenle vedalaş ve de ki, kutsal topraklarımız terörden temizlenmeyene kadar hiç birimiz huzur bulmayacaktır.

Ey oğul, Emir Hüseynim, bir tanecik yavrum! Bizim sessizliğimiz Mescidi Aksa’nın yıkılması demektir, bizim sessizliğimiz Kudüs’ün kaybedilmesi demektir. Biz zor sınavlar veriyoruz. Ama unutma ciğerparem; zor sınavlar, güçlü insanlar yetiştirir. Güçlü insanlar da güçlü kararlar neticesinde fethin müjdesini verir.

Sakın şüphe etme evlat! Senin kaldıramayacağın yükü, Allah sana yüklemez. Hayatta hiç bir şey beklerken olmaz. Harekette bereket vardır. O yüzden bekleme! Harekete geç. Endişelenme ve inanmaya devam et. Sabrına değecek günlere az kaldı. Bakış açısı ile yanan yaralar aynı, aynı yerlerden kanadı kalbimiz. Ama sen ey çocuk; izzet ve şerefle büyü. Kahret kahrolası Siyonistleri...”

Daha dün gibiydi bu nasihatler. Çünkü önceki vakitlerde olduğu gibi yine siyonist haydutlar haddi aşan baskın ve eylemleriyle bunu bana hatırlattılar. Babamın bana nasihatleri karşısında benim biçare oluşum ve güçsüzlüğüm, aklıma Hz. Musa’nın Firavunu uyarma emri aldıktan sonra Allah’a kardeşi ile desteklenme isteğini getirdi. Hz. Musa, Allah’a şöyle niyazda bulunmuştu:

Mûsâ: Rabb'im! Göğsümü genişlet¸ işimi kolaylaştır¸ dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Hârûn'u bana vezir yap¸ beni onunla destekle¸ onu görevimde ortak kıl ki¸ Seni daha çok tesbîh edelim ve çokça analım. Şüphesiz sen bizi görmektesin.” (Taha Suresi 25/35)

Bu ayetler aklıma gelince, ben de kardeşimi karşıma alıp davamızı, kimliğimizi, kırmızıçizgilerimizi ve baba nasihatlerini tek tek sıraladım:

Yiğidim, Can kandaşım Osman; unutma ki, Kudüs kalbimizdir, Kudüs, kalbimizi titreten bir haykırıştır. Kudüs, Müslümanların istikbal ve istiklalidir.

Babam dahil, ümmetin kınamadan öteye geçemediği bir zulmü ne acı ki, küçücük omuzlarımıza yüklediler. Biz de büyüklerimiz gibi bu sorumluluktan kaçarsak yazıklar olsun bize.

Kardeşim! Ben büyüklerimden ders aldığım için sana söylüyorum. Selahaddin’i beklemeyeceğiz, bizler Selahaddin olacağız. Her ordu komutanını beklediği gibi her fetih de Fatihini bekler. Komutanı Muhammed ﷺ olan ümmetin kimseye boyun eğmeyeceğini tüm dünyaya ispatlayalım.

Davadaşım, geleceğin emiri, Kudüs’ün Fatihi! Mazlumun zalimden öcünü alacağı gün şüphesiz zalimin zulmettiği günden daha çetin olacağı özgüvenle hareket edip haykıralım; Biz hazırız, yaşıtlarımız da hazır! Suçlama ve yapılan yanlışları kenara bırakarak hep beraber, ümmetçe ilk kıblemize sahip çıkalım.

Dert ortağım, bedeni küçük yüreği büyük kardeşim! Kudüs, 2 milyar Müslümanın yaşadığı bir dünyada bu zulme uğruyorsa, bu zillet hepimizin. Küçük, büyük tüm Müslümanların. Anne ile vedalaşıp al sapanını, çıkıyoruz cenge tekbirler eşliğinde. Ve avazın çıktığı kadar bağır. “De ki: Ey kafirler! yenileceksiniz ve cehenneme sürüleceksiniz!” (Al’i İmran 12

Abdurrezzak ÇELİK Tüm Yazıları

© 2024 - Batman Basın

Normal Siteye Dön