Saz gibi telli çalgıları çalanlar bilir. Kulağa hoş gelebilecek bir müzik için aynı düzlemde bulunan tellerin birbirleriyle milim milim uyumlu olması ve aynı sesi vermesi gerekir. Sesler uyumlu değilse eller hemen ayar çubuğuna uzanır, bir ayar verilir, aynı sesi vermeleri sağlanır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yine hafta sonu Macaristan dönüşü uçaktan gündeme bir ok fırlattı: “Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok.” dedi. Oysa ki MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin onu tekrar seçtirme gibi bir derdi olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu durumun Erdoğan'ın ilk anda herkesin zihninde meydana gelen genel anlamda seçilme gibi bir derdinin olmaması elbette ki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye dert olacaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eyleme geçecek bu söylemi Cumhur İttifakı'nın akort ayarlarının bozulması anlamına gelecekti. Hele hele gönül frekansı bam teli olarak DEM’i de iyicene demlemişken. Bahçeli'nin eli hemen akort ayar çubuğuna uzandı.
“Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Benim tekrar aday olma derdim yok’ ifadesi, bizim nazarımızda adil ve hakkaniyetli bir hal beyanı değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin, yeni yüzyılın yol haritasını çizen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok ihtiyacı olduğu tartışmasız bir tarih ve hayat gerçeğidir.”
Kim bilir belki Erdoğan "Böyle bir derdim" yok derken "Nasıl olsa tek rakibim vardı, onun da diploması yoktu. O da şimdi hapishane duvarına çizikler atıyordur. Nasıl olsa ben yine seçileceğim. Neden öyle bir derdim olsun ki?" anlamında kullanmıştır. Bu durumda seçilmeme gibi nasıl bir derdi olabilir ki? İşleri yolundaysa, rakipsiz ise, kendisiyle yarışıyorsa elbette ki tekrar seçilme derdi olmazdı.
Burası Türkiye! Olmaz, olamaz dediğimiz, ama yeri ve zamanı gelince olan, imkânsız diye gördüğümüz şeylerin imkân dahiline girdiği o kadar çok hikayemiz var ki!
"Bir zamanlar Bahçeli" diye ağızları açık bırakacak bir edit hazırlanabilir ki sormayın! Şimdilerde Erdoğan ile aynı telli çalgının omuz omuza veren telleri gibiler. Herkesin ağzı açık izlediği bir filmin başrolündeler. Hele hele önce kaynamaya sonra DEMlemeye başladıkları supporting bir aktörü de yanlarına almışlarken…
İnanınız "Hangi akılla Erdoğan'a oy veriyorsunuz?" diye etrafa çemkirenler DEMlendikten sonra "Seni başkan yaptıracağız" diye bir kampanya başlatmaları dahi siyasi gözlemciler için pek şaşırtıcı olmayacaktır.
Netice itibarıyla siyasette kartlar yeniden karılıyor. Herkes yeniden vaziyet alıyor. Siyaset borsasında herkes kendi çıkarına bakıyor.
Mehmet Ziya Gümüş Tüm Yazıları