Lütfen bekleyin..



CUMA HUTBESİ: “NAMAZI ZAYİ ETMEK EN BÜYÜK ZİYANLARDANDIR"

27 Ocak 2017, 15:08 - Okunma: 1865

Batman'da camilerde okunan bugünkü Cuma Hutbesinde“Namazı Zayi Etmek En Büyük Ziyanlardandır” konusu işlendi.

Batman'da camiler müminlerle dolup taşarken, okunan Cuma Hutbesi’nde  “Namazı Zayi Etmek En Büyük Ziyanlardandır” konusu işlendi.

“NAMAZI ZAYİ ETMEK EN BÜYÜK ZİYANLARDANDIR"

Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!

HÜR24-  Yüce Rabbimiz, Meryem Suresi 59.Ayette Hz. İdris, Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup, Musa, Harun, Zekeriyya, Yahya ve İsa Peygamberlerin tevhid mücadelesini bir bir zikreder. Ardından bu peygamberlerden sonra gelen topluluğun, içine düştüğü kötülüğü hutbemin başında okuduğum âyet-i kerimede şöyle haber verir: “O peygamberlerden sonra bir nesil geldi. Ve onlar, namazı kaybettiler. Namazı zayi ettiler ve kötü arzularına uydular. Heva ve heveslerine tabi oldular. Onlar bu tutumlarından ötürü elim bir azaba çarptırılacaklardır.”

Aziz Müminler!

Bu âyete göre bir müminin yeryüzündeki en büyük kayıplarından biri namazı kaybetmektir; namazı zayi etmektir. Zira namaz, Rabbimize teslimiyet ve kulluğumuzun en özel ve en güzel tezahürlerinden biridir. Namaz, huzura varmaktır. Huzura durmaktır. Huzuru bulmaktır. Mümin için özlemle beklenen bir vuslattır namaz. Günde beş defa Rabbimizle buluşmaktır. Bu buluşmanın başlangıcında Allah’ın büyüklüğünün tasdiki olan “Allahu Ekber” ifadesi, yani iftitah tekbiri vardır. Ellerin kulak hizasına götürülmesi, Allah’ın rızasına mâni olan, dünyaya ait ne varsa arkaya atıldığının ifadesidir. Kıyam, sadece Allah’a yönelişin ve istikamet üzere duruşun simgesidir. Kıraat, kendi âyetleriyle Rabbimize gönülden niyazımızdır. Rükû ve secde, Allah’a kulluğun zirvesine çıkmaktır. Selam, hem kendimiz hem de omuz omuza, gönül gönüle verdiğimiz kardeşlerimiz için esenlik ve huzur dilemektir.

Kıymetli Kardeşlerim!

Kerim Kitabımızda namazın sevdalısı olan müminler ne kadar övgüye layık görülmekteyse namazı kaybedenler, namazı zayi edenler de o kadar yerilmektedir. Namazlarının hakkını verip yücelenler ne kadar rahmetle müjdelenmekteyse, kendini bu büyük nimetten mahrum bırakanlar da o kadar uyarılmaktadır. Namazlarıyla övgü, müjde ve rahmete mazhar olanlar (Onlar ki; gaybe iman ederler ve namazlarını ikame ederler-El Bakara: 3-) yani namazın müdavimi müminlerdir (Onlar ki; namazlarında hûşu içindedirler-Mu’minun 2-),ruhuna namazın yani özüne, mesajlarına riayet edenlerdir. Namazlarını Allah’ın bir lütfu görenlerdir. Namazı miraç bilenlerdir. “Namaz, kendisini kılmaya devam eden kimse için kıyamet gününde nur, delil ve kurtuluş beratı olur.” -İbn Hanbel, II, 169- hadisinin şuuruna erenlerdir.

Kardeşlerim!

Kur’an-ı Kerim’de bir de namaz kıldığı halde tenkit edilenler vardır. Onlar, namazlarında gevşeklik gösterenlerdir. Namazlarının, kendilerini kötülükten alıkoymadığı kimselerdir. Namazlarını şuurla, samimiyetle kılmayanlardır. Namazlarına riya ve gösteriş karıştıranlardır. Yani huşu içerisinde kılmadıkları için namazın kendilerine zor geldiği kişilerdir. Namazın bir külfet değil, bir nimet olduğu bilincinden yoksun olanlardır.

Kardeşlerim!

Yüce Kitabımız, namazın güzelliklerinden kendisini yoksun bırakanları haber verirken münafıklar ve inkarcılardan söz etmektedir. Onlar, namazdan yüz çevirenlerdir. Namaz kılmakta tembellik edenlerdir. Hatta onlar, namazı istismar etmekten çekinmeyenlerdir. Yani namaza davet edildiklerinde onunla alay edenlerdir. Dinin sembollerini hafife alanlardır.

hutbe-019.jpg

Kardeşlerim!

Biz namazı muhafaza ettiğimiz sürece namaz da bizi muhafaza eder. Biz namazı koruduğumuz sürece namaz da bizi korur. Namaz, bizlerden asla cömertliğini esirgemez. Yeter ki bizler kendimizi namazdan esirgemeyelim. Namaz, bizleri yüceltmekten asla geri durmaz. Yeter ki bizler namazımızı samimiyetimizle yüceltelim. Namaz bizlerden asla uzaklaşmaz, bizleri Rabbimize yakınlıktan mahrum bırakmaz. Yeter ki bizler namazdan uzak durmayalım. Bütün bunlara rağmen bugün bizler, hayatın akışına kendimizi öylesine kaptırıyoruz ki; namazlarımızı ya vaktinde eda edemiyoruz ya da terk ediyoruz. Oysa Peygamberimiz (s.a.s), namazın en faziletlisinin vaktinde kılınan namaz olduğunu belirtiyordu. Güzide müezzinine “Kalk Ya Bilal’ Bizi namazla ferahlat!” -Ebû Davud, Edeb, 78- buyurarak hayatın yoğunluğunu namazla hafifletiyordu. Yorgunluğunu namazla gideriyordu. Namazla huzur buluyordu.

Kardeşlerim!

Öyleyse geliniz. Hep birlikte kendimize şu soruları soralım: Biz namazlarımıza, namazlarımız da bize sahip çıkıyor mu? Geciktirdiğimiz, geçiştirdiğimiz namazlarımızın nedameti, yüreğimizi sızlatıyor mu? Namazlarımız, bizi Rabbimize bağlayan vuslat ve muhabbet köprüsü mü? Niyetimiz, bizi Rabbimiz ve insanlar nezdinde yücelten ahlakımızın vazgeçilmez bir misakı mı? Kötülüklere karşı bizleri koruyan bir kalkan mı namazlarımız?

Kardeşlerim!

Yüce Rabbimiz, bizleri namazlarıyla yücelenlerden eylesin. Bizleri namazlarıyla arınan, rızasına ulaşan, ebedi nimetlerine kavuşanlardan kılsın.

 

Kaynak: HÜR24 Haber

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
YAŞAM Kategorisindeki Diğer Haberler
HÜDA PAR Batman Merkez İlçe Başkanı Cihad Altun, ‘Engelliler Haftası’ neden..
Batman'da 6 yaşındaki küçük kız çocuğu Hayrunnisa Yanaç, harçlıklarını ..
Bahar aylarının başlamasıyla beraber taze peynir üretiminin başladığını ifa..
Gençliğinde kıtlık olduğunu, çoğu şeyi bulmakta yoksun olduklarını ama huzu..
Cuma Hutbelerinde “Medeniyetimiz, Vakıf Medeniyetidir” konusu işlendi...
10-16 Mayıs "Engelliler Haftası" nedeniyle yaşadıkları sorunları ..

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=