Lütfen bekleyin..
Enflasyon ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artıştır veya paranın satın alma gücünün azalmasıdır.
Enflasyon, genellikle üretim maliyetlerinin ve taleplerin artmasından ileri gelir. Maliyet enflasyonu ile talep enflasyonu, tavukla yumurta gibi, biri diğerinin sebebidir. Her ikisinin sebebi de ekonomide dengelerin bozulmasıdır.
Maliyet enflasyonu: Üretilen mal ve hizmetlerin girdi fiyatlarının sürekli artmasıdır.
Emek, sermaye ve ham madde üretim faktörleridir. Dolayısıyla bunların fiyatlarının artması ürün maliyetlerinin artması demektir.
Talep enflasyonu: Para bolluğundan dolayı daha fazla mal ve hizmet talep edilmesi de fiyatların artmasına, diğer bir ifadeyle enflasyona yol açar.
Enflasyon, ekonomik faaliyetlerin gidişatını etkiler. Gelir dağılımı dengesini allak bullak eder.
Halkın bir kısmı zenginleşirken bir kısmı olumsuz etkilenir. Toplumun büyük bir kesimini oluşturan orta direk gittikçe küçülür.
Satın alma gücünde zayıflamalar, sosyal huzursuzluklara yol açar. Genellikle sabit gelirliler, ücretli kesim ve emekliler en fazla etkilenir. Spekülatif kazançlılar daha karlı çıkarlar.
Üretilen mallarda kalite düşüklüğü olur. İthalata ilgi artar. Dış ödemelerin dengesini bozar.
Enflasyonun yükselişi, genellikle yanlış uygulanan ekonomik politikaların bir sonucudur.
Enflasyonun kontrol edilmesi mümkündür, ancak doğru politikalar ve zamanlama gerektirir.
Ülkemizde de yanlış yatırımlara, ithalata ve tüketime dayalı yanlış ekonomik politikalar nedeniyle enflasyonu yaşıyoruz.
Döviz kurunu baskılayarak, faizleri yükselterek, ekonomiyi daraltarak yani kısaca yalnız para politikalarıyla enflasyon düşürülemez.
Fiyat artışlarının en büyük sebeplerinden biri de kamu zamları, aşırı faiz giderleri, devletteki israf ve şatafattır. Merkez bankası sürekli karşılığı olmayan para basıyor. Genel olarak üretimde %50 küçülme var. Fabrikalar kapanıyor, 2,5 yılda 4567 firma konkordato başvurusunda bulunmuş. İmkânı olan başka ülkelere gidiyor. Büyüme daralıyor. İstihdam düşüyor. Hükümetin programı, ekonomiyi küçülterek enflasyonu düşürmektir. Bu sağlıklı bir yol değil.
Enflasyon aynı zamanda bir ahlak sorunudur. Gayrimeşru yaşamı arttırır. Her bir insanın başına bir bekçi dikemezsiniz ama her insanın vicdanına bir bekçi dikebilirsiniz. Ahlaksızların vicdanlarına bekçi dikmek yerine vicdanlardaki mevcut bekçileri de sökerseniz enflasyonla ilgili bir iyileştirme yapamazsınız.
Bir taraftan ekonomiyi küçültürken giderleri karşılamak için ülke olarak gırtlağımıza kadar faize gömüldük. Dünyada en yüksek faizle borçlanan ülkeler arasındayız. Hem de her söyleminde faize karşı olduğunu söyleyen bir hükümet tarafından.
Bir yandan üretimi yurt dışına kaçırırken bir yandan da yurt dışından para ve yatırımcı arıyoruz. Adama sormazlar mı, siz kendi yatırımlarınızı muhafaza edemiyorsunuz biz niye size gelelim?
Enflasyonu yanlış ekonomik politikalarla kronikleştirdik. Hükümet hiçbir ekonomik programında hedefleri tutturamıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir taraftan program çalışıyor, enflasyon daha da düşecek diyor, bir taraftan da birtakım bahaneler bularak tahminleri sürekli yukarı doğru revize ediyor. Ne büyük bir çelişki.
Enflasyon yalnız para politikalarıyla düşürülemez. Para politikalarının yanında yapısal sorunlar var. Hak-hukuk-adalet sorunu var, sivilleşme sorunu var, tek adam sorunu var. Kamu bankalarının kredi dağıtım sorunu var. Harcamalar nereye gidiyor. Bunlar hep birbirleriyle bağlantılı konular.
Şimdiye kadar ki ekonomik programlarda öngörüler hiç tutmadı. Devamlı birtakım mazeretler buluyorlar.
Bir taraftan ekonomiyi küçültürken diğer taraftan kamuda savurganlık ve israf son sürat devam ediyor.
Son üç yılın hedeflenen ve gerçekleşen rakamlarına baktığımızda
2023 yılı enflasyon tahmini %24,9 gerçekleşen %64,8. 2024 yılı enflasyon tahmini %33, gerçekleşen %44,4. 2025 yılı enflasyon tahmini %17,5 gerçekleşen %32. Şimdi de tekrar yıl bitmeden yıl sonu tahmini %31-33 arasında revize edildi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve başladığında enflasyon %38 idi. Az gittik uz gittik aç kaldık yolsuz kaldık küçüldük, fakirleştik bir de baktık ki enflasyon hala %30’un üzerinde geziniyor.
Merkez bankası yardımcısı da çalıştığı bankayı dolandırırsa, ehil olmayanlara birtakım makamlar verilirse, hak hukuk adalet olmaz ise, kamuda savurganlık kronikleşirse, ücretli, sabit ve dar gelirlilerden Londra bankerlerine ve içeride para babalarına sürekli sermaye transferleri yapılırsa, yerli ve milli söylemleri arkasında ithalata ve tüketime dayalı ekonomik politikalar uygulanırsa, devlet kurumlarının ihalelerinden sürekli pis kokular yükselirse sonuç başka ne olabilir ki?
Allah yardımcımız olsun...