Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Nazardan sakınmak gerek; şu iki gündür her şey güzel gidiyor. Yaşanan olaylar, katillerden sorulan hesaplar gayet memnun edici. Yıllardır herkesin dediği ve savunduğu genel bir algı vardı; ''Meclis'te pkk seviciler ve onların arka bahçelerini istemiyoruz'' diye. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Devlet Bahçeli ile gerçekleştirdiği son görüşme netisesinde bu pkk sevicilerine dokunma kararı çıktı.
Bu karar, her kesimin memnun olması gereken bir kararken yine kendilerine muhalefetin en vasat olanını sergilemeyi şiar edinen ana muhalefet partisi CHP'nin genel başkanından, partinin tabanına kadar pek çok ağızdan adeta hdp sözcülerini aratmayan söylemler ve itirazlar gelmeye başladı.
Seçilmişe yapılanlar haksızlık dediler. Hatta o denli üzüldüler ki sosyal medya hesaplarından adeta içler acısı twitler atıp paylaşımlar yaptılar. Peki, tek seçilmiş olan pkk sevici vekiller miydi ki?
Seçimle gelen seçimle gitmeli diyorlar. Eyvallah... Peki, soruyorum: Seçimle gelen seçimle gidecekse eğer ne diye müfradatta olan bir şiiri okuyan belediye başkanına hapis ceza verdiniz? Referandumla yüzde elli oy alan bir Cumhurbaşkanına neden diktatör diyorsunuz?
Cuntacılar, secilmiş bir devlet başkanını dar agacına götürmedi mi?
Peki, nasıl olur da bir savcının keyfine istinaden bir partiyi kapatıp vekillerin mazbatalarına el koydunuz?
Seçilmiş bir vekili, başörtüsünden dolayı meclisten adeta kelimelerinizle linç edip üstüne üstlük vekilliğini engellerken neredeydi, seçilmişlerin seçimle gideceği lakırdılarınız?
Nerelerdeydiniz? Bunca zulme maruz bırakılan seçilmişler varken neredeydiniz? Doğru söyleyin yoksa tatile mi çıkmıştı vicdanlarınız?
Kimse kusura bakmasın Türkiye tehditlere meydan bırakacak değil. Fetö operasyonlarına sert çıkıp; ''Efendim, onlara iyilikle yaklaşın'' diyenler, varsa vicdanlarınız size soruyorum: Hdp'lilerin tutuklanmasının ertesinde pkk, Diyarbakır'da emniyet noktasına saldırdı değil mi? Madem sizler Türkiye'yi demeokrasiye çağırıyorsunuz... Demokrasi, bomba mıdır, gencecik, masum insanları sabah ayazında haince katletmek midir? Hep diyorsunuz ya; ''Demokrasiyi bizden öğreneceksiniz.''
Şimdi mi aklınıza geldi emanet oylar ile secilen vekilleri korumak? Yoksa kendinizin bizatihi elele vererek meclise soktugunuz vekillere giden oylarınıza mı acıdınız?
Vekil kimdir? Vekil, o ülkenin vatandaşını temsil eden kişilerdir.
Kusura bakmayın. sırtını pkk'ya dayayan, arabasında pkk'lı teröristleri kacıran, aracının bağajında pkk'ya silah kaçıran, ve devlete ''pkk sizi tükürüğü ile boğar'' diyerek tehdit savuran, milleti devletine karşı ayaklanmaya çağıranlar, benim ülkemde vekil olamazlar.
Halkı galeyana getirerek sokağa dökenler, aslen kürt olan masum evladımız; Yasin börü ve onlarcasını katledenin ne kürtlükle işi olur ne de halkın vekilliği ile. Bu zatlar, Meclis'teki kravatlı teröristlerdi. Zira biz onların dağda pkk kamufulajı ile görüntülerini de gördük.
Yani, bunlar halkın oylarıyla seçilmiş vekiller değil. Masum halkın kanını ellerine sürüp o kanlı ellleri ile tehdit savurup oy toplayanlardı
Şimdi hesap zamanı. Görevini layığıyla yapanlar, her zaman halkın birlik ve bütünlüğünü düşünür. Dağdan inenden vekil olmaz, hainden vekil olmaz. Seçilmişlerin derdine düşen muhalefet, önce secilmiş Merve Kavakçı'nın ahından bir kurtulun derim vesselam...
Bizim ana muhalefetimiz bir yana, Avrupa'nın, Amerika'nın iki yüzlülüğü bir yana. Onlar ancak Darbeci Sisi'yi, Filistin topraklarında terör estiren Netanyahu'yu sevsinler.
Ey Avrupa, Amerika! Adama demezler mi zannettiniz; Bu ne perhiz bu ne lahana?
Günler, haftalar, aylar geçtikten sonra darbeyi tasvip etmediğinizi söyleyen sizler mi bize demokrasi dersi vereceksiniz?
Yapılan operasyonların ertesinde Türkiye ile irtibata geçtiniz. Dışişleri bakanlarınız, Cumhurbaşkanlarınız, başkanlarınız ardarda açıklamalar yaptı. Demek ki isteyince kınanabiliyormuş değil mi?
Eyvallah...
