Lütfen bekleyin..


İhsan PINAR

Bu Ayıp Kimin?

12 Mart 2018, 21:05 - Okunma: 3337

  Evet bu ayıp kimin? Cadde ve sokaklarımız dilencilerle dolu. Çocuk yaşında kucağında bebeklerle dilenen gencecik kızlar! 70 – 80 yaşında neneler. Ve özellikle camilerde ve Cuma namazlarında ağlayarak “ Suriyeliyim! Kirada oturuyorum. Evde yiyecek ekmeğimiz yok, kaç gündür çocuklarım aç…” diye içimizi parçalayan feryatlar…

        ‘Erkekler ağlamaz’ derler. Ama erkekler ağlayınca da gözyaşları kandan çok daha etkili olur. Eğer bu canlar doğru söylüyorlarsa, hepimiz sorumluyuz ve bu ayıp hepimizin boyunu aşar.

        “Komşusu aç iken tok yatan (sorumsuz- duyarsız davranan) bizden değildir.” Diyen bir Peygamberin Ümmeti olarak, gencecik kızlarımızın ve nenelerimizin dilendirilmesine rıza göstermek asla bize yakışmaz.

    Evet bu problemin sorumlusu değiliz ama çözmeye çalışmakla sorumluyuz. Esas sorumlu olan devletin görevini yapıp-yapmaması üzerimizdeki sorumluluğu kaldırmaz. İthal malı sistem sorun çözme yerine sorun üretiyorsa da, bizler inandığımızı yaşamakla ve yardımlaşmakla mükellefiz. İslam, güç ve yetkisine göre her bireyi sorumlu tutar. Müslüman, yeryüzündeki denge ve adaletten sorumludur. Özellikle bakıma muhtaç insanlardan bizleri gücümüz nispetinde sorumlu tutmuştur. Zekat, sadaka, infak, kefaret, Karz-ı hasen… Gibi yardımlaşmalarla bizleri ekonomik dengeyi sağlamaya teşvik etmektedir. 

         Devlet eski devletse de devleti idare edenler eskilerden farklı olarak, devletin öfkeli suratı yerine bize gülümseyen yüzüyle bakmaktadırlar. Yeterli gelmeyebilir ama sosyal yardımlaşma alanında güzel başlangıçlar yapılmıştır. Eskiden aileleri tarafından yük olarak görülen, dışlanan ve hatta bazılarınca evden atılan yaşlı ve özürlü insanlarımıza maaş bağlayarak koruma altına almış ve değerlerini korumuştur.

        Sosyal politikalar Bakanlığı ve Sosyal Yardımlaşma Vakfınca, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza farklı şartlarda farklı isimler altında yardımlar yapılmaktadır. İdeoloji esaretinden kurtulan Belediyelerimiz gücü nispetinde muhtaç ailelere yardımlarda bulunmaktadır.  İstanbul, Ankara, Bursa… Gibi illerden belediye veya işadamlarından yardımlar geldiğini de biliyorum. Dini hassasiyet sahibi Umut Kervanı, Ensar Vakfı, Yedi Başak, Yedi Hilal… Gibi yardım amaçlı kuruluşlar, güçleri nispetinde ihtiyaç sahibi insanlarımızın yardımına koşmaktadırlar.  İnançlı insanlarımız: Zekat, Sadaka, Kefaret, Fitre, İnfak, Karzı Hasen… Gibi milyonları aşan rakamlarla ihtiyaç sahibi insanlara yardımlar yapmaktadırlar.

        Peki neden dilenen insanlarımız azalacağı yerine artmaktadır. Suriye’den muhacir olmuş 4 milyona yakın kardeşimizden ayrı olarak dilenen genç kızlarımız ve yaşlı nenelerimiz kimin ayıbı?

        Birkaç tanesine yardımcı olmak için sorduğumda maaşımız “yok” dediler. Maaşın kendisinin tabii hakkı olduğunu ve onu kuruma götürmek istediğimi söyleyince, maaşlarının olduğunu itiraf ettiler. Peki bu 70-80 yaşındaki nenelerin aylık masrafı ne olabilir. Acaba aldıkları maaşları harcıyorlar mı? Biriktiriyorlar mı? Yoksa bazı yakınları bu paraları alıp, onları dilenmeye mi gönderiyorlar?

        İnsanlarımıza yardımdan alıkoyan ve fakirliğin devamına sebep en önemli sebep bu güvensizliktir. Yoksa inançlı ve yardımsever olan insanlarımız, sofrasındaki bir lokma ekmeği paylaşmaktan çekinmez. Ama doğru ve yalanlar o kadar karışmış ki, güven kalmamış. Yakalanan dilencinin milyonları çıkıyor. Yardımda bulunduğun yaşlı ninenin bütün parasını maddi durumu iyi, çocuk veya torunları alıyor. Tanıdığın varlıklı akraba veya komşunun çocuğu ( belki de ailesinden habersiz) veya annesi cami önlerinde dileniyor… Bu durumu şahit olanlarımız bırakın yardımı, bir okkalı küfür savuruyor ve kaybettikleri güvenle yardımlardan soğuyorlar. İhtiyacı olmadığı halde kendi çocuk ve yaşlılarını dilenmeye gönderen bazı şahsiyetsizler, böylece güven bunalımı yaratıyor ve gerçekten fakir insanlarımıza yardımı da engellemiş oluyorlar.  

        Devlet: Bütün vatandaşların ortak sermayesidir. Devlet bir aile reisi gibi bütün vatandaşlarına sahip çıkmakla mükelleftir. Zenginlerden vergi alma sorumluluğu gibi, çalışamaz durumundaki ihtiyaç sahiplerine de sahip çıkmakla sorumludur. Gençleri askere aldığı gibi, kimsesi olmayan bakıma muhtaç yaşlı ve hastalara bakmakla da sorumludur. Yardımcı olduğu bu kimselerin haklarına ve verdiği yardımların haklılığını da takip etmelidir.

         Belediyelerimizin denetimi yeterli gelmemektedir.  Özellikle dillenen çocuk yaşındaki kızların kucağında hareketsiz duran bebeler, çocuklar; maaşları olması gereken özürlü ve yaşlı dilenciler, kayıp çocukların akıbeti hakkında toplum ve devlet daha duyarlı ve takipçi olmalıdır…

       Yaşlı, Özürlü, Çocuk, muhtaç… Hiçbir insanımız sahipsiz bırakılmamalı ancak hiçbirinin hakkı da yakınları tarafından gasp edilip, dilendirilmeye gönderilmemelidir…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1486 gün önce
1917 gün önce
2476 gün önce
2550 gün önce
2728 gün önce
2737 gün önce
2752 gün önce
2809 gün önce
2813 gün önce
2914 gün önce
2919 gün önce
3001 gün önce
3258 gün önce
3263 gün önce
3306 gün önce
3367 gün önce
3387 gün önce
3430 gün önce
3448 gün önce
3510 gün önce
3532 gün önce
3547 gün önce
3555 gün önce
3573 gün önce
3578 gün önce
3602 gün önce
3612 gün önce
3615 gün önce
3626 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=