Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Dürümlü de son işlenen vahşet, bize gösterdi ki Kürt halkının hâlihazırdaki en büyük düşmanı PKK adlı komünist örgüttür. Bu vahşi örgüt Kürt halkının kanını dökerek ayakta durmaya çalışıyor. Bu güne kadar öldürdüğü Kürt çocuklarının haddi hesabi yoktur. Müslüman Kürtleri, çoktan miadını doldurmuş olan vahşi komünizm için kurban etmektedir.
Diyarbakır merkeze bağlı Sarıkamış Mahallesi'nin Dürümlü Mezrasında 16 köylü, PKK tarafından 15 tonluk bombayla öldürüldü. Bu vahşi katliam olmayabilirdi. Ama Kürtleri öldürmeyi esas gaye edinen komünist örgüt, tıpkı daha önce yüzlerce Kürt köyünde yaptığı katliamlar gibi, burada da bir kez daha Kürtleri katliamdan geçirerek, vahşi yüzünü ve Kürtlere karşı olan kin ve nefretini insanlık dışı bir yöntemle gösterdi.
16 farklı hayat, bu hayatlara ait 16 farklı hikâye ve bir acımasız katliam. Bu katliamdan geriye yıkılmış evler, 34 yetim çocuk, bu çocukların gözü yaşlı anneleri, hayatın kendileri için artık anlamsız hale geldiği akrabaları ve bütün bu insanlara ait karartılmış bir gelecek kaldı. Hani acımasız bir katliam dedik ya, gerçekten gelişigüzel söylenen bir söz değil; bu katliamdan geriye sadece 60 kg insan dokusu (eti) kaldı. Vahşetin boyutu o kadar büyüktü ki, sağlam bir cenaze dahi kalmamıştı. Katliamdan geçirilen insanlardan geriye toplamda 60 kg et parçacıkları kaldı.
Pkk’nin daha önce köy baskınlarında, katliamdan geçirdiği köylülerin acıklı hikâyelerini hatırlıyoruz. Öldürülmüş hamile kadınlar, bebeği kucağında can vermiş Kürt anneleri, beli iki büklüm olmuş olan ihtiyarların anlatılamaz görüntüleri, kafalarına sıkılmış kurşunlarla ağızlarından ve burunlarından kan akmış olan gençler. Bütün bu katliam sahnelerini en acımasız bir şekilde, ibret olsun diye bize gösterdiler. Ama bu son katliamda, bütün cesetlerin param parça olacak şekilde, 15 tonluk bombayla adeta kum taneleri gibi etrafa saçılması ise, vahşetin ve acımasızlığın ulaştığı boyutu bize göstermektedir.
Her bir insana bir ton bomba denk gelecek şekilde yapılan bu vahşi katliamı, PKK arsızca üstlendi. Zaten onlardan başka Kürtleri bu acımasızlıkta katledecek başka birileri var mı? Ama Kürtlere karşı bu ihanetlerini alçakça itiraf ederken, katliamdan geçirdiği mazlum köylüleri ‘işbirlikçi’ diye nitelendirmesi yok mu, işte bu onların gerçek kin ve nefretlerini ortaya koymaktadır. Ve açıkça anlaşılmaktadır ki bu komünist örgüt, Kürtleri öldürmeye, sindirmeye ve vahşi bir şekilde geleceklerini karartmaya yönelik görevlendirilmiştir.
Komünizmi kabul etmedikleri için, Sadece iç infazda 15.000 (on beş bin)’den fazla, yirmili yaşlarda Kürt gençlerini ajan ve işbirlikçi diye öldürdüler. Köylerini basarak öldürdükleri Kürtlerin sayısı ise resmi rakamlara göre 25.000’den fazladır. Yakılan köyler, parçalanan aileler, kaybolan çocuklar, kan ağlayan anneler ve karartılmış bir gelecek. Bütün bunlar ve daha sayamadığımız yüzlerce olay ve vahşet örnekleri bize göstermektedir ki, bu komünist örgüt Kürtleri bilinçli bir şekilde imha etmekle görevlendirilmiştir.
Artık halkımızın uyanma vakti gelmiştir. Kendisine bunca zulmü yapanlara bir ders vermek ve onların çirkin suratlarına bir tokat vurma zamanı çoktan geçmiştir. Artık Kürt halkı ölmek istemiyor. Kendisine ölümü dayatanların artık yakalarından düşmesini istiyor. Silahlı çetelerin, köylerinde, dağlarında dolaşmasını kabul etmiyor. Komünist infazcıların tonlarca bombalarla, Kürt halkını havaya uçurmasını lanetlemektedir. Artık rahat yüzü görmek Kürt halkının da hakkı değil mi?
Dürümlü köyü gibi, PKK’dan darbe almış yüzlerce Kürt köyü vardır. Hepsi ayrı ayrı kan ağlamaktadırlar. Umarım PKK’nın Kürtlere yönelik son katliamı olsun. Bu güne kadar Kürtlere yönelik yapılan bütün katliamları, saldırıları, infazları ve sergilenen vahşetleri lanetliyorum.
Dürümlü katliamında yaşamını yitiren tüm insanlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı ve sabırlar dilerim. Tüm Kürt halkının uyanmasına ve bu vahşi zulmü unutmamalarını temenni ederim.
