Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Yasin Börü’nün okul arkadaşı Cafer Gizli şehid edildi. Hem de aynı katil güruh tarafından. Bu katiller sürüsü her gün yeni bir vahşet sergilemektedirler. Her gün yeni bir mazlumun canına kıymaktadırlar. Her gün yeni bir Kürt ocağına ateş düşürmektedirler. Akıttıkları her bir mazlumun kanıyla vahşetlerini tekrar tekrar bize göstermektedirler.
Cafer 16 yaşında henüz çok genç bir delikanlı idi. Etrafında sevecenliğiyle tanınan, saygı ve ağırbaşlılığıyla bilenen bir gençti. Namazını asla ihmal etmeyen, edeb ve marifetiyle örnek bir mümindi. Arkadaşları arasında edepli konuşması ile bilenen ve boş konuşmalardan hiç hazzetmeyen bir olgunluğa sahipti.
Pkk çetelerinin Sur’da uyguladıkları vahşetten dolayı, orayı terk etmek zorunda kalan bir ailenin çocuğuydu. Sur’un tamamen harap hale gelmesine sebep olan bu melun zihniyetin, esas harap hale getirmeye çalıştığı Kürt gençliğidir. Bütün komünist hareketler halkları terörize ederek emellerine ulaşmaya çalışırlar.
İşte Pkk komünist hareketi de Kürt halkını terörize ederek işe başladı. Kendisine inandırdığı kesimleri büyük bir kin ve nefretle doldurdu. Kendi komünist ideolojisine inanmayan Müslüman Kürtleri ötekileştirdi, yok edilmesi gereken bir düşman olarak ilan etti. Kendi kaos çemberine dahil edemediği dindar gençleri, özellikle ötekileştirerek yok edilmesi gereken hedefler şeklinde saldırılara tabi tuttu.
Kan, kaos ve ifsat yöntemleriyle ayakta kalmaya çalışan komünist hareketler, yalan ve kara propagandalarla şirretliklerini devam ettirme gayreti içerisindedirler. İşte bölgemizde de bu saydığımızı ve daha sayamadığımız onlarca iğrenç faaliyetin içerisinde olan Pkk komünist hareketi de Kürt gençlerini yalanlarla ifsat etmeye ve iğfal etmeye devam etmektedir.
Yalan ve propagandalarla, kendi süfli emellerini gerçekleştirmek için Kürt gençlerini olabildiğince bir vahşet kültürüyle iğfal eden bu komünist hareket, her gün yeni bir vandalizme zemin hazırlamaktadır. Her gün yeni bir kan içiciliğe sebebiyet vermektedirler. Her gün yeni ölümleri, yeni yıkımları, yeni talanları bu halka dayatmaktadır.
İşte bu ifsat yöntemleriyle uyutulan, kara propaganda ve yalanlarla beyinlerini tahrip ettikleri Kürt gençlerini, kendileri gibi düşünmeyen herkesi, düşman olarak göstermektedirler. Kendileri gibi tahripkâr ve yıkıcı düşüncelere sahip olmayan herkesi, hedefe oturtmaktan asla geri durmuyorlar. Kendi komşusunun dükkânına molotof atacak kadar alçalabilmektedirler. Ve kendi okul arkadaşını öldürecek kadar canavarlaşmaktadırlar.
Geldiğimiz noktada, Komünist örgütün kendilerine inandırdığı insanları nasıl da bir vahşet kültürüne esir hale getirdiğini görmekteyiz. Konuşmanın, diyalogun ve tahammülün olmadığı despot bir anlayışın vahşet biçiminde ortaya çıkmasıdır. Bir okul çocuğunun, gözünü kırpmadan bir katile dönüşebilmesi, ancak bu vahşet kültürünün beslendiği anlayışı bize göstermektedir.
Aynı beldeyi paylaşan insanların, aynı okula devam eden çocukların bir anda canavara dönüşecek kadar zıvanadan çıkması bu komünist örgütün semeresidir. Karşıdakini bir anda öldürecek kadar bir dehşet duygusuna sürüklenmesi bu topluma dayatılan vahşet kültürünün bir sonucudur. Toplumda oluşturulan ikiliklerin düşmanlığa dönüştürülmesi ve katliamlarla vandallık boyutuna çıkarılması belki de bu halka dayatılan tahribatın büyüklüğünü bize göstermektedir.
İşte bunun bir sonucudur ki, Cafer Gizli adlı genç bir insan, daha hayatının baharında iken, bu Vandallıklarla büyümüş olan canavar hisli kişiler tarafından şehid edilmiştir. Daha önce 6-7 Ekim vahşet kalkışmasında aynı duygularla, ‘Kurban Eti’ dağıtan mazlumların şehid edildiğine şahit olmuştuk. Mazlumca şehid olan bu insanlar kervanına, Cafer de katıldı. Cafer’in şehadeti yine mazlumca oldu. Tıpkı Yasin gibi, tıpkı diğer aziz şehitler gibi.
Katiller ise, kara yüzleriyle hatırlanacaktır. Kapkaranlık kalpleriyle, insanlıktan çıkmış vahşetleriyle her zaman lanet ile anılacaklardır. Onları bu vahşete hazırlayan insanlık düşmanları hafızalarda zalim, gaddar ve kan içiciler olarak bilinecektir. Bu fiili gerçekleştiren ise kanlı elleriyle, bir insanlık düşmanı olarak dindar Kürt halkı arasında daima melun olarak anlatılacaktır.
Bin yıldır bu halkın esas harcını oluşturan İslam kardeşliğinin tek çare olduğu bu dünyada, bu duyguya düşmanlık yapanların asla başarıya ulaşmayacaklarını da çok iyi biliyoruz. Ve biliyoruz ki bu halka çirkin emellerini dayatanların kara yüzlerinin er veya geç ortaya çıkacağını da biliyoruz. Çünkü mazlumların, şehidlerin kanının böyle bir özelliği vardır.
Cafer! Şehadetin pak olsun! Yerin cennet olsun! Ailene de sabrı cemiller...
