Lütfen bekleyin..


Ahmed Said Şirvan

‘Öz Yönetim’ Teslim Oldu

01 Haziran 2016, 12:00 - Okunma: 2929

Çözüm süreci adı verilen ve halkı sindirmekten öte bir anlam ifade etmeyen bu dönemde, pkk örgütü gerçekten söz verdikleri gibi silahlarıyla beraber ülke dışına çıkmış olsalardı, elbette bu gün farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Ancak baştan beri iyi niyetten yoksan bir yaklaşımla, bu süreçte daha fazla silahlandılar, daha fazla insanı dağa çıkardılar ve şehirleri silah depolarına çevirerek, bu günkü yıkımın olması için, bütün kötü niyetlerini ortaya koydular.

Bu süreçte halkta oluşturdukları kaos stratejisiyle, ‘bu seçimde bize oy vermezseniz, büyük bir savaş başlatacağız’ şeklinde halktan zorla oy aldılar. Kendilerine oy vermeyeceğini düşündükleri kişileri ise silahla tehdit ederek, ‘ya bize oy vereceksiniz, ya da sizleri burada barındırmayız’ diye tehdit ve şantaj çirkefliğiyle yöre halkını adeta cendereye aldılar. Bütün bu olup bitenleri, bütün şikâyet ve delillere rağmen, devlet ise sadece seyretmekle yetindi.

Aslında bu süreçte, örgüt şehirlere silah ve patlayıcılar yerleştirirken, devlet de ciddi bir şekilde hazırlıklarını yapıyordu. Fakat devletin hazırlıkları daha düzenli ve daha kapsayıcıydı.  Devlet olmanın verdiği avantaj ile daha rahat hareket ediyordu. Örgüt de, özellikle Suriye’deki karışıklıktan faydalanarak ve başkaca dış istihbaratların teşvik ve desteğiyle silah depolamaya devam ediyordu. Hatta kendine yakın partinin milletvekili dahi, silah taşıma kuryeliği yaptığı kameralara yansıdı.

Yapılan bütün bu hazırlıklar, gerçekleştirilen kaos ortamı ve oluşturulan ‘bu sefer tamamdır’ algısıyla kendi yandaşları arasında bir zafer sarhoşluğu meydana getirdi. Bu sarhoşluk içerisinde, acemi tiyatrocular gibi, mahallelerde, ilçelerde ‘öz yönetim’ ilan etme müsamereleri yapıldı. Dinleyicileri de halk değil, her zamanki gibi çocuklardı. Bu oyun bir müddet böyle devam etti.’ Bir metin’ okumakla öz yönetime geçilemeyeceğini her kes biliyordu. Onlar da bunu çok iyi biliyorlardı.

Bir sonra ki, aşama ise öz yönetim hikâyeleri okunurken, onları dinlemeye gelen saf insanların eline silah tutuşturmak oldu. ‘Mevzilerinizi kazacaksınız’ diye, ellerine kazma kürekler vererek, daha sonra içine gömülecekleri çukurlar kazdırmaya başladılar. Barikatlarla kapattıkları mahallenin sakinlerini, tehditlerle kendilerine yardımcı olmasını istediler. Kabul etmeyenleri göç etmeye zorladılar. Kalanları ise çoğu zaman canlı kalkan olarak kullandılar. Tabi ki, bütün evleri birer mevzi olarak kullanmaya devam ettiler.

Onlara emir verenler korunaklı yerlerde keyiflerini çatarken, Ankara’da içkili toplantılarda sefa sürerken, Belediyelerdeki rantları devşirirken; ellerine silah verilen ‘saflar’ ise birbirlerinin gözü önünde teker teker ölüme gidiyorlardı. Oluşturulan öz yönetim hayaliyle, birileri bir taraftan semirirken, diğer taraftan kandırdıkları çocukların cesetleri, kazdıkları çukurlara gömülmeye devam ediliyordu. Yollarını çukurlarla kapattıkları mahalle ve ilçeleri baştan sona harap hale gelmesi için her tarafına patlayıcılar yerleştirmekten geri durmuyorlardı.

Ancak bu işin de bir sonu vardı. Ve işin sonuna gelinmişti. Harabe haline getirilecek mahalle ve yıkılacak ev kalmayınca orta yerde kaldılar. Ve tabi gruplar halinde teslim olmaya başladılar. Teslim olanların söylediği ilk söz de; bizi kandırdılar, bizi terk ettiler, bizi yalnız bıraktılar, bizi zorla çalıştırdılar, (bayanların ifadesine göre) cinsel istismara uğradık ve isteğimiz dışında birçok işi bize zorla yaptırdılar. Öz yönetimde gelinen nokta bu oldu.

Öz yönetimin, öz yıkıma dönüşeceği belliydi. Çünkü bu komünist örgütün, bu güne kadar bu mazlum halka, ölüm, kan ve gözyaşından başka bir şey vermediğini çok iyi biliyorduk. Bu yeni öz yönetim numarasıyla da katliam ve yıkımdan başka bir şey getirmeyeceğini baştan beri tahmin ediyorduk. Geride harabe haline getirilmiş, mahalleler ve beldeler bıraktıkları halde 40-50’şer gruplar halinde teslim olmaları ise hezimetlerinin açık bir göstergesi olmuştur.

Bu güne kadar, bu öz yıkım sürecinde 6000’den fazla örgüt mensubunun ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına ve bir o kadarının teslim olmasını beraberinde getirdi. Mazlum halktan yüz binlerce kişinin mülteci durumuna düşmesine, binlerce evin tahrip edilmesine sebebiyet veren öz yönetim fantezisi, gruplar halinde teslim oluşlarla öz yönetim fiyaskosuna dönüştü.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=