Lütfen bekleyin..


Tülay Demircan Koyuncu

Kurban'ın Ruhu

20 Eylül 2015, 21:34 - Okunma: 3108

Heyecanların yine doruklara ulaştığı vakit...  

Kalp atışlarımızın kan basıncının etkisiyle hızlandığı, günlerin birbirini kovalayıp, yine bir bayram telaşını yakaladığı zaman gelmiş çatmış.

Zaman idrak, vakit teslimiyeti anlama ve Allah'a ibadet vakti. Yine İsmail'i kurtarma zamanı. Haceri'n sabrını yoklama zamanı. İbrahim'in teslimiyetine ağlama vakti...  

Acaba İbrahim olabilir miyiz? Ya Hacer? Onların meyvesi İsmail'in teslimiyetinin Bir damlası var mı yüreklerimizde? Düşünme vakti! Sadece bir an için ve hayali bir durumda; anneler Hacer olsun, babalar İbrahim, evlatlar ise İsmail.  

Of ki ne of! Hayallerde bile yürekler yangın yerini aratmazken,onlar nasıl Yaradanlarına boyun eğmişler. Nasıl bir sevdadır bu? Nasıl bir teslimiyet? Ya da nasıl bir Allah aşkıdır? Yürekler tatmamış ise böyle bir "Yaradan ile Kul Sevdasını" elbette bilemez.  

Cevaplar öyle bir yol alır ki, işin içinden, hane denilir ya "Cahil Cesurdur" onlar bile çıkamaz. Ağızlardan çıkmasın şu söz :"İbrahim Peygamberdi." Unutulmasın ki "O" da bir beşerdi. Evet ama yıllarca beklediği evlattı "İsmail". Yüreğinin parçasıydı. Can paresi,gözünün nuru biricik evladıydı. Ama Rabbin'den istemişti: "Bana bir evlat verirsen sana kurban edeceğim."  

Bu sözü nasıl söyleyebilmişti. Çok istiyordu,yüreği öyle bir coşmuştu ki, o an dili dua ile haykırdı. Rabbi İbrahim'e öyle bir an yaşattı ki, bizlere elbette örnek olsun istedi. Veren de Allah, alan da Allah'tır. Rabbimiz Şura Suresi 49. Ayette bildiriyor: "...Dilediğime kız,dilediğime erkek,dilediğime çift, dilediğime hiç vermem." Bundan sonra ne denilebilinir ki ? Dünya bizim imtihan sahnemiz değil mi? Tüm kullar, bazen farklı bazen tıpa tıp benzer olaylar ile imtihanlardan geçiyoruz. Sabır ve dua ile hakkımızda hayırlı olanı istemeliyiz ki, dünya hayatında, yaşadığımız olayların karşısında dayanabilme gücüne sahip olalım. Ve sabırların mükafatı olan cennet bahçesinde yaşayalım inşallah ahirette.          Göklerden gelen koç'a müjdeler olsun! İbrahim'in Allah aşkına, İsmail'in teslimiyetine, Hacer'in yanan yüreğine ilaç olan ey kurbanlık koç! Şimdi sıra bizlerde. Seni, Yaradan'a olan teslimiyetimiz ve şükrümüz ile, yüreklerimizin imtihanlarına merhem olsun diye Rabbimize yolluyoruz.  

Ey kesilen kurban! Sen bir et için kesilmiyorsun. Senin kanın toprağa ulaştığında : "Rabbim bizler sana aidiz, aciziz, bizleri böyle büyük imtihanlar ile sınama. Bizler İbrahim ve ailesi gibi olamayız. İsyan eder baş kaldırırız. Boyunlarımızı sana kurbanlar gibi eğemezsek, iki dünyamızı da kaybedenlerden oluruz." Senede bir kere, böyle bir duygu seli içinde yaşayıp, eda edelim koç'larımızı.  

Adına "Kurban Bayramı" dediğimiz günleri, et yeme günlerine çevirmeden, maneviyatını tadarak, idrak ederek ve birbirimize; ırk, mezhep ayrımı yapmadan sarılarak, gerçek bayramlar yaşayalım...Bayramınız mübarek olsun.

Etiketler : kurban bayramı
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
2048 gün önce
2616 gün önce
2646 gün önce
2665 gün önce
2672 gün önce
2717 gün önce
2769 gün önce
2802 gün önce
2868 gün önce
2896 gün önce
3015 gün önce
3020 gün önce
3145 gün önce
3202 gün önce
3210 gün önce
3356 gün önce
3487 gün önce
3497 gün önce
3673 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=