Lütfen bekleyin..


Tülay Demircan Koyuncu

Hayallere İnanmak Lazım...

25 Nisan 2016, 09:00 - Okunma: 3116

Gözünü zorlayarak açan bir bebeğin Kokusuyla annesini bilmesi gibiyim... İlk aşkı ilk sevdayı yüreğime adınla işledim. Lodoslu bir günde, limana demir atan sandal gibiydim. Denizden sahile çıkacak bir el ararken. Sen belki de öylesine uzatmıştın. Elini bana. Elin elime dokunduğu anda. Olanlar olmuştu. Biçare yüreğimde. Uçsuz bucaksız bir Okyanusta liman bulup sığınmak neyse, ben de öyle idim. Liman bilmez ki! Kendine sığınanı. Ben ise biliyordum. Artık hayallerime ya inanacak yada gerçekleri bilecektim.

Bilmek inanmak değildir. Bilmek var olana dokunmaktı. İnanmak görünmeyeni yüreğine işlemekti. İşte ben sana inanmıştım. Aşkı bilmek istemiyordum. Sadece inanmak yetiyordu. Hayallerime seni anlatıyordum. Gecenin karanlığına seni yıldız olarak takıyordum. Suskunluğuma kelimeler bulamadığımda, senin adını anarak dilimi çözüyordum. Tam bir geveze olup çıkıyordum. Sen belki de hiç inanmadın. Ondan sevemedim beni. Yada sadece beni bildin. Tamamlanmayan puzzle oldum. Senin yaşantında. Bazen tam istediğin gibi oldum. Bazen delirttim seni. Sen beni hayallerine yerleştiremedin. Sen ve ben... İki ayrı dünya var ise...

İşte biz o ayrı dünyaların insanları olduk. Seni suçlamak mı?.. Nasıl düşünürsün? Sen olmasaydın! Ben hayal kuramazdım. Nasıl ağlayabilirdim. Hiç düşündün mü? Denizlere nasıl aşık olabilirdim? Ya yağan yağmurlarda tek başıma dolaşan bir deli... Ağlayışlarımı nasıl gizlemek için çareler arardım. Gökyüzüne nasıl hayran hayran bakabilirdim ki...

Bir gün gözlerinde gülüşümü görmek için, nasıl gözlerine baktığımı sen hiç bilemedin. Ben hep inandım. Bir gün dudaklarından bana dökülecek cümlelerin sıcaklığına. O sebepten ben hiç üşümedim... Zihnimde dağınıksın. Seni toplamaya çalıştıkça, ben toz duman oluyorum. Rüzgarın alıp sürüklediği... Yine gülümsüyorum ama...

Rüzgar belki bir toprakta bırakır beni diyerekten. Sonra bir gül olarak çıkarım yeryüzüne. Belki o zaman sevebilirsin beni. Yok, sen dikeni var diye yine yanımdan gelip geçersin. Sana aşkı anlatmak isterdim. Eğer dinleyebilseydin beni. Kim bilir o zamanda gider başkasına aşık olurdun. Dinlediğin aşk hikayesindeki seni görmeyecek kadar ağma gözlerin. Şiirlerimi sana yazdım. Her sevdalı okudu. Bir sen okumak istemedin. Yorulmak nedir desem şimdi sana? İşten güçten anlatır durursun. Beden yorgunluğu geçer de... Yürek yoruldu mu?... Ölüme çeyrek kalmıştır. Ölüme inandın da benim seni sevdiğime inanamadın. Oysa benim sevdam ölümden daha gerçek ti. Ölüm bedenin ruhtan ayrılışıydı. Sevdam ise ruhun yüreğinde baki oluşu. Ben sana yaranamadım... Demek olmazdı.

Ben sana yaşatamadım. Senin hayallerini. Hayallerine ayna tutabilseydim. O vakit İmkansız tüm hayallerini gerçekleştirirdim. Sonunda seni kaybetmek olsa bile. Sevda böyle bir duygudur. Sevdiğin mutlu olsun diye. Sen acıyı şerbet niyetine yudumlarsın. Acıma senin gülüşünü anlatırdım. Nasıl çocuklaştığını. Kalbinin nasıl çarptığını. Kelimelere nasıl yenilip, cümleler kuramadığını. Hatta gülleri dikenine bakmadan kopara bildiğini. O an anlardı. Beni acılarım. Mutluluk ise bana teşekkür ederdi. Yaşatabildiğim için. Sevdaya çöllenmiş bir yürekte...kendisini. Benim tek çaresizliğim sen oldun. Çaresizliğime çarem yanı başımda iken. Kandırılmadım oysa ben. Kanmayı kendim seçtim. Bazı yalanlar... Bazı gerçeklerden daha doğrudur. Eğer seviyorsan... Sevmeye inanmamışsan? Bir tane dokunmuşsun ne yazar ki... Beden çürümeye mahkum bir varlık iken... Ben sana ölümsüzlüğü vaat ediyordum. Sen ölmeyi seçiyorsan!!! Kefenini pahalı almalısın.

O vakit... Ardından toprağının kokusuna bile aşık olacak olan bir sevdayı elinle itecek kadar...değerli bir aşk'ı koyabilmelisin Yüreğine... Yüreğine yazdığım bu satırları yine okumayacaksın. Bilsem de... Bir kara sevdalı okuyacak. Belki de dönüp sarılacak. Hayalindeki sevdalısına. Hayallerine inanan tüm aşıklara son cümle yazmalıyım... "Aşk... Ve Sevda... Hayallerin kahramanlarıdır. Kahraman olmayacakların oynayamadığı bir hikayedir. Sonunda gökten düşen sadece... Acıların gözyaşlarına bürünmüş gelinin güveyi olurlar. Yürekler de. Lakin vaz geçmezler. Aşk olmaktan sevdalı olarak anılmaktan. İnanmak için hayal kurmak lazım. Korkmadan kurmalı hayalleri... Nasılsa sonu ölüm değil mi?..." Hayallerinizin gerçekleşmesi umuduyla.. Değerli okurlarım…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1672 gün önce
2240 gün önce
2270 gün önce
2289 gün önce
2295 gün önce
2340 gün önce
2392 gün önce
2426 gün önce
2492 gün önce
2519 gün önce
2639 gün önce
2643 gün önce
2768 gün önce
2825 gün önce
2833 gün önce
2979 gün önce
3110 gün önce
3120 gün önce
3134 gün önce
3296 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=