Lütfen bekleyin..


Tülay Demircan Koyuncu

Ey dünya, mutluluktan ağlat!!

04 Şubat 2017, 16:33 - Okunma: 2929

Bir ağlama sesinin ne kadar büyük mutluluk getirebileceğine inanmak mümkün değildir. Sadece yaşanıldığında anlaşılan bir duygudur. Aylar birbirini kovalamış, artık saatlere yüklemişti, tüm veballerini. Sanki zaman durmuştu. Geçmek bilmeyen dakikalar ile baş başa kalınmıştı. Bir annenin dayanamayacağı anlardan bir tanesi, elbette evladının ağrı çekmesine şahitlik ettiği zamandır. 
Elden bir şey gelmeyince... Yürekten dualar yükselir, arşı alaya. Rabbe edilen duaya sığınılır. Çıkış yoktur. Teselli edercesine, yüreğine anlatıyordu; "az kaldı, mutluluk prensesi geliyor. Az sabretmelisin." Ve beklenen sevda prensesinin ilk sesi ile geldiğini haber verircesine ,doğum odasını saran ağlayışı... 
Anlatılması en zor duyguları, saniyelerine hapsediyordu. Bir anda yıllar öncesine gitmişti. Bir ömre bedel, saatlerce çektiği ağrıların son bulduğu bir ses gelmişti kulağına... Mutluluk sesine teslim olmuştu. Henüz çocuk denilecek yaşta olmasına rağmen, hayat ona bir hediye vermişti. 
Belki de gurbette nefes alabilmesi için bir dost, arkadaş ya da sırdaş yollamıştı. Zor saatlerin ardından göğsünün üstüne yatırılan minik prensesi, artık hayatının anlamıydı. Yıllar çabuk geçmemişti elbette. Hele vatandan sevdiklerinden ayrı bir hayata tutunmaya çalışırken!!! 
Şimdi o prensesin kucağına bir can eklenmişti. Canının canı olmuştu. Ağlama sesine gözyaşları eşlik ediyordu. Hatta hıçkırarak ağlıyordu. Rabbine sonsuz şükür ederek. "Kızımın kızı" diye mutluluğun resmini Yanaklarına boşalttığı yaşları ile yaşıyordu. Hayatın, küçük nefesine baka kalmıştı. Anne karnında, bilinmeyen bir hayatı tamamlayıp, nefessiz sanki ölü olarak dünyaya geliniyordu. Bedenden önce başın birkaç dakika mosmor ve ölü ifadesiyle beklemesi... 
Bedenin dünyaya teşrifi ile ciğerlere inen hava, canı nasılda acıtıyordu. Birden morartılar uçup giderken... Bedene, can teşrif ediyordu. Dünya ismi verilen bu yaşamda, Ne kadar bir zaman kalınacaktı!!! Bilen yoktu. Doğum bir mucizeydi. Hem de anlatılması imkansız. Yaşamın belki de çözülmeyen tek sorusuydu. Hayat; zorluklar ile başlanılıp... Mücadele ile geçen bir yaşamdı. Canı bedene hediye veren "Alemlerin Rabbine teslim edene kadar, geçen bir zamandı. Adına ecelli müsemma denilen. Bir ömür!!! Bir ömür ,heba edilmeden yaşanması için, Rabbin emir ve yasaklarını anlayarak yaşanmalıdır. 
Gelip geçilen mekanlar da, insanlar sadece misafir adı ile kalırlar. İnsanlara, ait olmayan gidilmeye mecbur bir mekandır ;"dünya" Dünya aleminde elde edilecekler, ahiret valizine koyulacaktır. Ve baki alemde, elde edilenlerin karşılığı yaşanacaktır. Nefes bedene girerken nasıl acı yaşatıyor ise... Son kes dudakların arasından çıkarken, tüm bedelleri alarak, Daha kuvvetli bir acıyla veda ediyor. Mutluluk ağlayışı ile ağlattığı gözler iken!! Yürekleri bir nevi yakarak ayrılır. Misafir gitmelidir. Kendine ait mekanına. Neden misafir olunan bir alemde, Kin ,nefret, kavga... Bir batın denilen yere sığınılırken, Doyumsuzluklara gebe kalınan dünya!!! 
Gelip geçilen yer iken, kardeşi, kardeşe düşüren, sen, insana düşman mısın dünya?!! Bir nefessin sen İkincisi var mı bilinmeyen... Aşk mıdır sevda mıdır? bilinmez Sadece yaşanan bir duyguya teslim olmanın adına "Torun" deniliyormuş. Sevgilerimle değerli okurlarım.

Etiketler : dünya, mutluluk, torun sevinci,
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1678 gün önce
2246 gün önce
2276 gün önce
2295 gün önce
2302 gün önce
2347 gün önce
2399 gün önce
2432 gün önce
2498 gün önce
2526 gün önce
2645 gün önce
2650 gün önce
2774 gün önce
2832 gün önce
2840 gün önce
2985 gün önce
3116 gün önce
3126 gün önce
3141 gün önce
3303 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=