Lütfen bekleyin..


Fatih Oruç

DE-MOK-RA-Sİ TABUSU

09 Mayıs 2016, 19:59 - Okunma: 3766

Demokrasi kelimesi eski Yunanca’daki  “demos” ve “kratos” kelimelerinin birleşmesinden meydana gelir. “Demos” halk, “kratos” güç, kuvvet, otorite, hâkimiyet manasındadır. Yani,  “demokrasi” halkın gücü, halkın hâkimiyeti, halkın egemenliği, halkın otoritesi demektir.

Bu, halkın kendi kendisini,hevâ ve heveslerine göre idare etmesi, yönetmesi veya temsilcileri vasıtasıyla idare ettirmesidir.

Demokrasi kısaca devlet yönetme biçimidir. Fakat insanlar demokrasiyi yalnız devlet yönetiminde uygulamazlar. Bu kural, en küçük topluluk olan aileden başlayıp toplumun bütün kurumlarında uygulanabilir. Buna göre insanın kendisini ilgilendiren her konuda, karar aşamasından itibaren oluşturulacak tüm kanun ve kurallara nefsî ve dünyevî arzuları doğrultusunda katılmasıdır.

Demokrasilerde halkın çoğunluğunun heva ve heveslerinin tercihi çok önemlidir. Çoğunluğun tercihleri ve istekleri doğrultusunda kamu politikaları belirlenir. Kanunlar ve kurallar bunlara göre şekillenir. Demokrasilere kısaca halkın çoğunluğunun yönetimidir diyebiliriz.

Demokrasilerde ilâhi/şerî kanunlar uygulanmaz. Vahiy kaynaklı, vahye dayalı kanunlar reddedilir. Kabul görmez. Demokrasiyle idare edilen ülkelerin parlamentolarında Allah’ın kanunları/şeriat dikkate alınmaz. Bunların yerine halkın kayıtsız ve şartsız egemenliği ikame edilir.

Bundan dolayı demokrasi beşeri bir sistemdir. “Nefsanî arzulardan ve dünyevi isteklerden başka ilâh yoktur.” inancıdır.

Demokrasi, zamanımızın en büyük tabusu ve dokunulmazıdır.

Demokrasiye dokunduğun an yandığın andır.

Demokrasiyle hiçbir ilgisi olmayan siyasi yönetimler bile demokrasiyi savunmak zorunda kalıyorlar.

Yalnız siyasi yönetimler değil, dünyadaki İslâm coğrafyası da dâhil,toplumların büyük çoğunluğu demokrasi kutsalının esareti ve tahakkümü altına girdiler. Batılılaşma idealine hizmet ettiği için bilinçli olarak kutsallaştırılıyor. Evrensel bir tabu ve kutsalı haline getirildi. Demokrasi evrensel bir tabu olunca da artık herkes onu savunmak zorunda bırakılıyor. Arsızından, hırsızına, hacısından, hocasına, en sade vatandaştan devletin en üst noktasındaki insanına kadar herkes demokrasi savunucusu kesiliyor.

Bir Müslüman olarak, Allah’ın doğuştan vermiş olduğu hakları bile, demokratik hak ve özgürlükler bağlamında açıklamaya çalışıyoruz. Değerlerimizi demokratik kaynaklara dayandırarak ifade etme yoluna gidiyoruz. Kısaca meşruiyetimizi İslâm’a değil, demokratik değerlere dayandırıyoruz. Artık onun adına her türlü fedakârlık, özveri yapılmalı ve her türlü kurbanlar verilmelidir anlayışı hâkim oldu.

Demokrasiye farklı anlamlar yüklemeye gerek yok.

Demokrasi oyununda Müslümanlar nerede olmalı?

Demokrasi tabusuyla, İslâm akaidinin dezenformasyonu masaya yatırılmalı.

Her Müslüman bilmelidir ki, hak ancak hakkın yasaları/şeriatı ile korunur.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
450 gün önce
453 gün önce
899 gün önce
939 gün önce
1065 gün önce
1141 gün önce
1290 gün önce
1377 gün önce
1418 gün önce
1507 gün önce
1595 gün önce
1641 gün önce
1864 gün önce
1962 gün önce
2354 gün önce
2468 gün önce
2711 gün önce
2775 gün önce
2803 gün önce
2823 gün önce
2837 gün önce
2865 gün önce
2879 gün önce
2921 gün önce
2929 gün önce
2970 gün önce
2998 gün önce
3012 gün önce
3061 gün önce
3377 gün önce
3426 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=