Lütfen bekleyin..


Fatih Oruç

Amerika’nın Kızılderili Katliamı

24 Ocak 2017, 17:25 - Okunma: 2950

Sömürgecilik, güçlü bir ülkenin kendisini daha güçlü kılmak ve zenginleştirmek için daha zayıf ülkenin kaynaklarını kullanması. (TDK)

İnsanlık tarihinde derin ve karanlık izler bırakan sömürgecilik, Batı uygarlığının bir eylemi ve ürünüdür.

Dünyada en büyük sömürgeci, katliamcı ve soykırım suçlusu Amerika Birleşik Devletleri'dir.

Tarih boyunca kendisine ait olmayan bölgelerde ve devletler üzerinde etnik, mezhepsel fitnelerin, çatışmaların ve savaşların mimarıdır.

ABD tarihinin derinliklerindeki ilk sayfalarında milyonlarca Kızılderili katliamını ve soykırımını gözlerini kırpmadan gerçekleştirdiklerini görüyoruz.

 

İspanyol tarihçi ve papazBartolomedeLasCasas, “Kızılderililer nasıl yok edildi ” eserinde diyor ki;

 

“Amerika kıtasının yerli halkının, gerek Kolomb'a gerekse ondan sonra gelen diğer Avrupalılara karşı gösterdiği misafirperver ve cömert tavır onları adeta büyülemişti. "

Fakat bu sevecenliklerine ve misafirperverliklerine karşı hem KristofKolomb, hem de ondan sonra gelen Avrupalılar düşmanlıkla, ihanetle ve alçaklıkla cevap verdiler.

Yakaladıkları Kızılderilileri ya öldürüyor, ya köle olarak ağır işlerde çalıştırıyor ya da satılmak üzere

Avrupa’ya gönderiyorlardı.

Kızılderililer, kendi vatanlarında ezildiler, köle oldular, öldürüldüler ve soykırıma uğradılar.

Soluk benizli adamlar ülkelerini talan etti, ocaklarına ateş düşürdü, insanlarını kan ve gözyaşına boğdular.

 

O tarihten 1886 yılına kadar süren katliamda, milyonlarca Kızılderili ortadan kaldırıldı. 20 ile 70 milyon arasında farklı kaynaklarda, farklı rakamlar telaffuz edilmekte.

 

Kızılderili soykırımı, ABD’nin resmi devlet politikası idi.

ABD resmi olarak Kızılderili kellesi getiren vatandaşına her kelle başına 5 dolar veriyordu. Birtakım insanlar tarafından kafatası avcılığı meslek haline getirilmişti. Devletin resmi binalarının birçoğu Kızılderili kafataslarıyla dolmuştu.

 

İlk biyolojik silahı Kızılderililer üzerinde denediler. Sürgüne gönderilen Kızılderililere yardım amacıyla dağıttıkları battaniyelere çiçek mikrobu bulaştırarak birçok insanıöldürdüler.Sırf Kızılderililer yemesin, açlıktan ölsünler diye başlıca yiyecekleri olan bizonları toptan öldürmeleri, yöntemlerine ilginç bir örnektir.

 

Yine Bartolome de LasCasastarafından yazılan Amerika kıtasının nasıl ele geçirildiğini anlatan ve birçok dile çevrilen ‘Kızılderili Katliamı’ adlı tarihi eserinde de, zulmü şöyle anlatıyor:

 

“Sırf eğlence olsun diye, kadın erkek demeden yerli halkın ellerini, burunlarını ve kulaklarını kesip kopardıklarını ve bunun bölgenin değişik yerlerinde defalarca tekrarlandığını kendi gözlerimle gördüm. Memeden kesilmemiş bebekleri annelerinin göğsünden alarak onları en uzağa fırlatma konusunda birbirleriyle yarıştılar...”

Kızılderililerin cesetleri köpeklerin önüne yem olarak atılıyor.Kadınları sıra halinde direk ve ağaçlara, çocukları da onların ayaklarına asılıyordu...

 

ABD’li bir komutan olan John J. Pershing, “En iyi Kızılderili, ölü Kızılderilidir” demiştir. 
Bu söz, bir Amerikan vecizesi(!) haline gelmiştir.

ABD’liler Kızılderili katliamlarını meşru göstermek için birçok çalışmalar ve faaliyetler yaptılar.

Kendilerini aklamaya çalışan Hollywood filmlerinden tutun da yalan yazan tarih kitaplarına kadar.

Çoğu Amerikan filminde Kızılderililer, kafatası avcısı, barbar, vahşi, saldırgan tavırlı çığlık atan psikopat şeklinde resimlendirilmiş ve dünyaya böyle empoze edilmeye çalışıldı.

ABD’yi de, genellikle bu vahşi/kötü Kızılderililerle savaşan kahraman kovboyların ülkesi olarak sunuyorlardı.

 

Amerika Birleşik Devletleri tarihi demek;  gerçek anlamıyla işgallerin, savaşların, soykırımların, işkencelerin, kan ve gözyaşının tarihi demektir.

Amerika Birleşik Devletleri demek; uygarlıkların talanı ve kültürlerin yıkımını demektir.

 

Mazlumların kanlarını emerek sömüren devlet, “demokrasi, insan hakları ve özgürlük” vaatleriyle bütün hızıyla zihniyetini, sömürüsünü, politikasını sürdürmeye devam ediyor. ABD cephesinde değişen yeni bir şey yok.

Kurmaya çalıştıkları “Yeni Dünya Düzeni” ni iyi okumak için, dünyada geçmişi hatırlamak ve bugünlere nasıl gelindiğini anlamak, bundan sonraki yol haritasını çizmek için elzem bir durumdur.

Yazımızı, her şeyi anlatan bir Kızılderili atasözü ile bitirelim.

"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
382 gün önce
422 gün önce
549 gün önce
624 gün önce
901 gün önce
990 gün önce
1078 gün önce
1124 gün önce
1347 gün önce
1445 gün önce
1838 gün önce
1951 gün önce
2194 gün önce
2258 gün önce
2286 gün önce
2306 gün önce
2320 gün önce
2348 gün önce
2362 gün önce
2404 gün önce
2412 gün önce
2453 gün önce
2481 gün önce
2496 gün önce
2544 gün önce
2860 gün önce
2902 gün önce
2909 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=