Lütfen bekleyin..


Fatih Oruç

Şehidlik ve Kahramanlık!

30 Ağustos 2016, 17:51 - Okunma: 2691

24.08.2016 tarihinde Türkiye'ye günübirlik ziyarete gelen ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'ndeki görüşmelerinin ardından ortak basın açıklaması düzenliyor.  Biden 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak,"Türk halkının cesaretine hayran kaldık. Onlar tankların üzerine çıktılar. Demokrasiye siper oldular. Siz bu bölgede onlara şehit diyorsunuz. Biz onlara büyük kahramanlar ve vatanseverler diyoruz.” dedi.

Pardon hanımlar ve beyler!

Burada biraz duralım.

Joe Biden doğru söylemiyor mu?

Joe Biden açıkça diyor ki; demokrasiye sahip çıkan ve onun uğrunda hayatlarını verenlere biz büyük kahramanlar ve vatanseverler diyoruz. Bizim demokrasi inancımızda şehitlik diye bir kavram yok, o kavram sizin inancınıza mahsus.

Doğruya doğru.

Doğruyu kim söylerse söylesin onu kabul etmemiz, Yanlışı Hz. Ömer’de söylese ona karşı çıkmamız gerekmiyor mu?  Bu da inancımızın gereği değil mi?

Şehid, İslâmî bir terim ve Kur’ânî bir kavramdır.

Allah (c.c.) rızası için cihad ederek, O’nun yolunda canını fedâ eden Müslümana verilen isimdir.

Demek ki, şehidi şehid yapan, inancı ve ölüm sebebidir.

Demokrasi, Allah (c.c.)’nin veya şeriat yolu değil ki, onun uğruna öldürülenlere şehid denilsin. Bilakis demokrasi, Allah’ın Şeriatı’nı toplumsal, siyasî, hukukî ve ekonomik hayattan dışlamayı esas almış ve ona savaş açmış bir otorite, bir sistem ve bir yönetim tarzıdır. Demokrasi, laiklik ve kapitalist konomiksistem, üç oluşumda İslâm şeriatına karşı sistemlerdir ve İslâm ilebağdaşmayan zıt kutuplardır. Bunlar, modern dünyanın kendine özgü kutsallarıdır.

Kur’ân’a karşı olan bu sistemler uğruna öldürülenler, Kur’ânî bir unvanla ve makamla ödüllendirilemezler.

Demokratik- laik bir sisteme inananların şehadet kavramını kullanması, laiklik ilkelerine de aykırıdır. Demokratik- laik sistemde dince kutsal sayılan kavramlar, unvanlar ve değerler kullanılamaz. Bulaiklik anlayışında da ikiyüzlülüktür, tutarsızlıktır ve dürüst olmamaktır. Böyle yapmayla da, İslâm’a ve Müslümanlara karşı büyük bir haksızlık ve zulüm yapmış oluyorlar.

Bu zihniyet sorgulanmalıdır. İslâm düşünürleri, önderleri, yazarları, akademisyenleri bu olayı açıkça ve özgürce yazmalıdırlar. Sözleri eğip bükmeden, kavramların etrafında dolanmadan Kur’anî gerçekler doğrultusunda olduğu gibi anlatmalıdırlar.

Bu yanlışlığın düzeltilmesi, yalnız İslâmî hassasiyeti olanlara düşmez. Demokratik, laik, Kemalist kurumlar, yazarlar, akademisyenler ve entelektüeller tarafından da düzeltilmesi için çaba sarf edilmelidir. Böylece başka din ve inançları da istismar etmemiş olurlar.

İslâmî hedefler dışında, beşeri bir takım hedefler uğruna da savaşanlar hayatlarını kaybedebilirler. İnandıkları sistemler uğruna hayatlarını fedâ eden bu insanlar, o sistemin kahramanları olabilirler. O sistem kendi kahramanlarına, kendileri isimlerini koymalıdırlar. Başka sistemlerin unvanlarını aşırmamalıdırlar.

İslâmî kavramları, dinî olmayan yaşam tarzlarına monte etmek, İslâmî terimler üzerinden din sömürüsü yapmaktır. Bu açıkça seküler anlayışın dinî kavramları tahrif etmesi ve çarpıtmasıdır.

Eski Yunan ve Roma geleneklerinde ve bazı Uzak Doğu dinlerinde, “onurlu ve soylu ölüm” diye isimlendirilen ve kutsallaştırdıkları dinî intiharları vardır. Yahudî sözlü geleneğini oluşturan Talmud öğretisinde de, işlenen bazı günahlarının bedeli olarak ölen kendi kahramanlarına “kidduş ha-şem” (Tanrı’nın isminin kutsanması) kavramı vardır.

Bunlar gibi, her sistemin ve her düşünce yapısının kendine özgü kutsalları olabilir. Ulus devletlerin de, modernitenin de, sosyalizmin de v.s. kutsalları vardır. Kutsalları uğruna, hayatlarını veren kahramanları olabileceği gibi, demokrasinin de kendi kutsalları ve bu kutsalları uğruna hayatlarını veren kahramanlarını kendisi isimlendirebilir ve ona bir makam verebilir. İsimlendirdiği bu kahramanını, değişik şekillerde ödüllendirebilir, onurlandırabilir, kutsayabilir ve onun için özel ayrı mezarlıklarda yaptırabilir.

Ama İlahî ve Kur’ânî bir kavram ve unvan olan şehidliği, sekülerbir anlayış sahiplenemez.

Joe Biden meseleyi doğru anlamış, darısı bizim başımıza.

Not: Bu yazı kesinlikle 15 Temmuz şehitlerini kastetmemektedir. Orda halk, darbeye karşı kendisini siper ederken, Allah’ın rızası için, tekbirlerle, kelime-i tevhid nidalarıyla ve şehadet arzusuyla bunu yaptı.  İslâm dışı beşeri bir takım hedefler ve idealler için canını vermedi.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
177 gün önce
217 gün önce
343 gün önce
418 gün önce
696 gün önce
784 gün önce
873 gün önce
919 gün önce
1142 gün önce
1240 gün önce
1632 gün önce
1746 gün önce
1989 gün önce
2052 gün önce
2081 gün önce
2101 gün önce
2115 gün önce
2143 gün önce
2157 gün önce
2199 gün önce
2207 gün önce
2248 gün önce
2276 gün önce
2290 gün önce
2339 gün önce
2655 gün önce
2697 gün önce
2704 gün önce

RSS
© 2023 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=