Lütfen bekleyin..


Fatih Oruç

İslâm’da ve Demokraside Adalet-1

21 Mart 2017, 22:13 - Okunma: 3107

Önce İslâm’da adâlet nedir, ona bakalım.

Adâlet kelimesi, Arapça kökenli adl sözcüğünden dilimize geçmiş olup, bir şeyi yerli yerine koyma anlamına gelir.

İslâm’da, bütün toplumlarda ve zamanlarda geçerli ve değişmez bir tanımı vardır. Nasıl bir değer olduğu İlâhî bir tanımdır.

İslâm literatüründe adâlet, insanların birbirleriyle olan ilişkilerini, insanın eşyayla olan ilişkilerini, insanın devletle olan ilişkilerini, Allah’ın indirdiği hukuka/şeriata göre düzenlemeye denir.

 

Diğer bir tarifi de, Allah’ın emrini, emrettiği bir şekilde yerine getirmektir. Hakka göre hüküm vermektir. Allah’ın indirdikleriyle hükmetmektir. Hakikate teslim olmak, haklıya hakkını vermektir.

Davranış ve hükümde doğru olmaktır v.s. gibi zengin anlamları da var.

 

Allah’ın adâletinden ve Resûlünün hükmünden başka adâlet yoktur. İslâm, adâletin tam kendisidir. Adâletin farklı bir şekilde olması da mümkün değildir.

 

Kur’ân-ı Kerîm’de buyuruluyor ki:

“Ey iman edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutun, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah, onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adâletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şâhidlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki), Allah yaptıklarınızdan

haberdardır.” (Nisâ, 4/135)

 

Dikkat edilirse, Rabbimiz, duygusal davranıp, kendi aleyhimize de olsa, en yakınlarımızın aleyhine de olsa, haktan ve adâletten ayrılmamamızı, hukuku korumada zengin fakir ayırımı yapmamamızı emrediyor. Allah’ın, onların iyiliğini hepimizden daha çok istediğini unutmayalım. İnsanlar, Allah’ın rızası için, Allah’ın yasalarına göre yaşarlarsa, adâletsizlik yapmamış olurlar ve birbirlerine karşıda kesinlikle zulmetmemiş olurlar. Eğer bu konularda gerçekleri gizler, nefsimize göre davranırsak, bunların hesabını Allah’ın huzurunda veririz. Allah (c.c.)her şeyi bilendir.

İşte İslâm’ın adâlet anlayışı bu.

 

İslâm’da hak ve hukuk, hiçbir sisteme, ekole ve kişiye fedâ edilemez ve gizlenemez. Birtakım kişileri korumak ve uygulamaları savunmak için İslâm’ın hak ve hukuk kavramını ve kurallarının çarpıtılması ve göz ardı edilmesi kesinlikle doğru değildir. Kısaca, hakta tarafgirlik yoktur.

 

Kur’ân-ı Kerîm, sözlerinde ve adâletinde tamlık ve mükemmellik bulunan bir kitap olduğunu da söylüyor.

 

“Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adâlet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, (her şeyi) hakkıyla işitendir, bilendir.” (En’âm, 6/115)

 

İnsanların, toplum içerisinde ilişkilerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi hukuk ve adâlet ilkelerinin uygun düzenlenmesiyle mümkün olur. Bu da adâletle hükmetmek demektir. Hükmetme hakkı da, âlemlerin Rabbi Allah’a aittir. Adâletle hükmetmek ise, Kur’ân ve Sünnet’le hükmetmek demektir. Bu da, insan haklarının güvencede olması demektir.

 

Adâlet denildiği zaman, insanın aklına Kur’ân/şeriat gelmiyorsa, imanda birtakım tereddütler ve sıkıntılar var demektir.

 

 

En büyük adâletsizlik, adâleti, Kur’ân-ı Kerim’in dışında aramaktır. Tüm beşerî

sistemlerde/demokrasilerde olduğu gibi…

 

Bakalım, Kur’ân-ı Kerîm adâlet hakkında ne buyuruyor.

 

“Muhakkak ki Allah adâleti, iyiliği ve yakınlığı olana (özellikle akrabaya muhtaç oldukları şeyleri) vermeyi emreder, ahlâksızlığı/hayâsızlığı, fenâlığı, zulmü/azgınlığı yasaklar. İyice anlayıp tutasınız diye size (böylece) öğüt verir.” (Nahl, 16/90)

 

“De ki: Rabbim bana adâleti ve itidali emretti.  (A’râf, 7/29)

 

“Andolsun ki Biz, Resûllerimizi, açık delillerle gönderdik ve insanların adâleti (vahye uygun olarak)

ayakta tutmaları için, onlarla beraber (hükümleri bildiren) Kitab’ı ve mîzânı (adâlet ve ölçüyü de) indirdik.” (Hadid, 57/25)

 

İslâm Dini’nin birinci hedefi, insanlar arasında tevhid inancını yerleştirmek, sonra da aralarındaki adâleti sağlamaktır. Adâlet anlayışı, İslâm siyasetinin temel kavramlarından biridir. İslâm Dini nasıl evrensel bir din ise, onun adâleti de ilâhîdir ve evrenseldir.

Haftaya demokraside adâletle devam etmek umuduyla.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
310 gün önce
313 gün önce
759 gün önce
799 gün önce
926 gün önce
1001 gün önce
1150 gün önce
1237 gün önce
1278 gün önce
1367 gün önce
1455 gün önce
1501 gün önce
1724 gün önce
1822 gün önce
2214 gün önce
2328 gün önce
2571 gün önce
2635 gün önce
2663 gün önce
2683 gün önce
2697 gün önce
2725 gün önce
2739 gün önce
2781 gün önce
2789 gün önce
2830 gün önce
2858 gün önce
2872 gün önce
2921 gün önce
3237 gün önce
3279 gün önce
3286 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=