Lütfen bekleyin..


Fatih Oruç

Le Point-L’eradicateur-Erdoğan

01 Kasım 2019, 08:57 - Okunma: 2585

Fransız  Le Point dergisi Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında yine bir  skandala imza attı. İslamafobik ve göçmen karşıtlığıyla nam yapmış Le Point dergisi 24 Ekim’de çıkan sayısında Erdoğan’ı kapağına taşıyarak, Barış Pınarı Harekâtını çarpıtıp “Etnik temizlik Erdoğan’ın metodu. Erdoğan’ın Avrupa’yı tehdit etmesine izin verelim mi? ” başlığı ile çıktı.

Fransızların, İslâm’a, Müslümanlara, Türkiye’ye ve Türklere karşı husumetleri, kinleri, iftiraları ve kara propagandaları bir türlü bitmiyor. Türkiye’nin teröre yönelik Barış Pınarı Harekâtındaki başarısı, terör destekçisi Batılıların kurgularını ve planlarını bozdu. Onları büyük bir hayal kırıklığına uğrattı.

Batılılar, bazı ülke ve liderlerine niye saldırıyorlar?

Onlara saldırmanın nedeni, sömürülmelerine tepki göstermeleriydi, biat etmemeleri, teslim olmamalarıydı. Onların istedikleri şekilde işbirliğine yanaşmamalarıydı. Yoksa diktatör olmuş veya olmamışlar, halklarına zulmetmişler veya etmemişler, demokrat olmuşlar veya olmamışlar, hiç umurlarında değildi.

Batılılar, kendilerine biat edip iyi geçinenlerine “lider”, onlara biat etmeyen yöneticilere “diktatör”, devletlerine de “terör devleti” diyorlar. Örneğin, Amerika açısından Filipinler’in halkoyu ile seçilen Cumhurbaşkanı Rodrigo Duter de bir “Diktatör (!)” dür. Çünkü Duterte, “Biz Amerika’nın köpeği olmayacağız” demiştir.

Gerçekten seçilmiş olmak ya da darbe ile işbaşına gelmiş olmak, Batı için fark etmiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batı’nın her dediğine evet dememesi nedeniyle, Batı medyasında Erdoğan’ın “diktatör” olduğuna ilişkin yayınlar oldukça arttı. Hatırlayınız, yine Le Point dergisinin 24 Mayıs 2018 tarihli sayısının kapağı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı ve üzerinde “Le dictateur” başlığı ile çıkmıştı. Bunlar yüzlerce örnekten yalnızca birkaçı.

Mısır’da seçimle ilk defa başa gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, 3 Temmuz 2013’te ABD yanlısı, Silahlı Kuvvetler Genel Kurmay Başkanı Sisi’nin darbe yapması sonucu devrildi. Sisi, muteber bir Cumhurbaşkanı olarak ABD’nin himayesinde zalim iktidarını devam ettiriyor. Seçimle işbaşına gelen devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin ise hapishanede ömrünü sonlandırdılar.

Yine ABD desteği ile iktidara gelen Karzai (Afganistan), Saaşkaşvili (Gürcistan) gibi isimlere baktığımızda her biri, demokrasi ve istikrar adına kısa süre içinde eskisinden daha baskıcı diktatörlüklerini kurdular.

Batı’nın çıkarları zedelendiğinde; “Dünya barışı, özgürlük ve demokrasi tehdit altında” diyerek kurduğu emperyalist/sömürgeci sistemin devamını ve çıkarlarının korumayı amaçlıyor. Batı, kendi siyasî ve ekonomik hedeflerine engel olan hükümetleri hiç tereddüt etmeden hedef tahtasına oturtuyor.

Dünya sömürge tarihine baktığımız zaman, Fransızların bu konuda sicili en bozuk milletlerden biri olduğunu görürüz.

Modern çağın başlangıcı olarak kabul edilen Fransız ihtilalinin (1789) özgürlük, eşitlik ve adalet gibi kavramları öne çıkardığı iddia edilse de sömürgeciliğin ve buna bağlı olarak soykırımın ilk tezahürleri de Fransız ihtilalinden sonra gerçekleşmiştir.

Vendee Bölgesi, Fransa’nın orta-batısında, Atlas Okyanusu'na kıyısı olan bir bölgedir. Halkının büyük bir bölümü Katolik mezhebine bağlıydı. Cumhuriyetçilerin hazırladığı yeni anayasada papazların kiliselerde görev ve sorumluluklarına müdahale ediliyordu.

Bunun üzerine, dini liderlerin başını çektiği bir ayaklanma başlatılır.

Fransa Parlamentosu 1794 tarihinde, Fransa’nın Vendee Bölgesi’nde yaşayan halkın “kadın, erkek ve çocuklar” dâhil tümüyle katledilmesi için “Lazare Hoche” isimli generale tam yetki veren bir yasa çıkarmıştır. Tarihe “Vendee Katliamı” olarak geçen bu olay Birleşmiş Milletler’in soykırım tanımına uyan ve Fransız Parlamento arşivlerinde de belgeleri yer alan bir soykırımdır. Çoğunluğu silahsız sivillerin oluşturduğu 25 bin kişi katledildi.

Yerini haritada bulamadığımız birçok ülkede, kanlı izler bırakan Fransa tarihinin önemli bir kısmı soykırım, sömürü ve katliamlardan oluşuyor. Geçmişte Fransa'nın,  Çad, Cezayir Ruanda, Burundi ve Vendee gibi katliamlarının yanı sıra Orta Afrika Cumhuriyeti, Fas, Tunus, Yeni Kaledonya, Madagaskar, Haiti, Komor, Senegal, Mali, Fil Dişi Sahili, Gabon, Kamerun, Gana, Gine, Benin, Laos gibi ülkelerde halka, yaşattığı katliamlar ve zulümler tarihte acı bir şekilde kayıtlı.

Bütün bunları etnik temizlik iftiralarıyla suçlarını örtmeye çalışıyorlar. Ama tarih örtülmüyor.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
508 gün önce
512 gün önce
958 gün önce
997 gün önce
1055 gün önce
1124 gün önce
1199 gün önce
1349 gün önce
1435 gün önce
1477 gün önce
1565 gün önce
1654 gün önce
1700 gün önce
1923 gün önce
2020 gün önce
2413 gün önce
2527 gün önce
2770 gün önce
2833 gün önce
2861 gün önce
2882 gün önce
2896 gün önce
2924 gün önce
2938 gün önce
2980 gün önce
2988 gün önce
3029 gün önce
3056 gün önce
3071 gün önce
3119 gün önce
3436 gün önce
3478 gün önce
3485 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=