Lütfen bekleyin..


Ahmed Said Şirvan

Dini Bayramları kutlamayanların Nevroz’u kutlamadaki ısrarı

22 Mart 2016, 10:07 - Okunma: 2782

Bölgemizde, yıllardır halkımıza olmadık eziyetleri reva görenler, bu eziyetlerine her gün bir yenisini daha ekleyerek zulümlerine zulüm katmaktadırlar. Bunun bir neticesi olarak halkımızın kutsal değerlerine adeta savaş açmış bir zemin oluşturdular. Bu zeminde, her fırsat bulduklarında aleni bir şekilde saldırılarını gerçekleştirmeye büyük bir kindarlıkla devam ettiler.

Komünist bir gelenekten gelen yöremizin ulusal çetecileri, İslami olan halkın öz değerlerini itibarsızlaştırmak için ellerinden gelen her türlü saldırıyı yaptılar. Bütün bu saldırı ve kindarlıklarını bir proje şeklinde uygulamaya koydular. Bütün etkinliklerinde gizli ve açık bir şekilde, bu saldırılarını ve itibarsızlaştırma ihanetlerini bir plan çerçevesinde sürdürmeye halen de devam etmektedirler.

‘Yıllardır yastayız’ diye her Ramazan ve Kurban Bayramı geldiğinde ‘Kutlayamayız’ şeklinde halkı baskı altına almaktadırlar. Zira bu bayramlar dini bayramlardı ve bunun halkın gündeminde çıkarılması hedeflenmişti. Komünist bir düşünceden gelen bu ulusalcı çete, bu dini bayramların itibarsızlaştırılması ve halk nezdinde kutlanmaktan çıkarılması, esas gayeleri oldu. Bunu da kendi yandaşları arasında oldukça yaymaya gayret ettiler ve bunu kendi basın yayınlarında daha sık kullanarak dine ve dini şiarlara olan düşmanlıklarını gösterdiler.

Ama halı hazırda yüzlerce Kürt gencinin cesedi gömülmeyi beklerken, çatışma ve şiddet bilinçli bir şekilde tırmandırılmaya çalışılırken, beldelerimiz ve mahallelerimiz ateşe verilirken; Nevruz’un özellikle kutlanmak istenmesi bir projenin tedavülde olduğunu bize göstermektedir. Bu kadar gencin ölümü, yas tutulmasını hak etmiyor mu? Bu gençler niçin öldürüldüler? Bu ölümlerin arkasında ‘Nevroz’u kutlama hırsı’ acaba bu ölülerin arkasında atılması istenen sevinç çığlıkları mıdır?

Dini Bayramlara, el altında getirilen bu kısıtlamalara ve itibarsızlaştırılma faaliyetlerine karşılık, Nevroz’un kutlanmak istenmesine yönelik aşırı istekler, aslında dindar Kürt toplumunu nasıl bir mecraya sürüklemeye çalıştıklarının da açık bir şekilde bize göstermektedir. Bir taraftan dini sembollere ve dini şiarlara açık bir saldırı ve toplumun hayatında söküp atma gayretleri, öbür taraftan toplumumuzun bir kültürel değeri olan Nevroz’un içini komünist değerlerle doldurarak ve bir ifsat aracına dönüştürerek toplumumuzun tek bayramı haline getirme çabaları.

Şu anki çukur dayatmasında öldürülen gençlerin hiçbir kıymetleri yok mudur? Bu gençlerin annelerinin yaralı kalpleri sizin için bir anlam ifade etmiyor mu? Binlerce evin yakılıp yıkılması, on binlerce insanın sizin zulüm politikalarınız sebebiyle kendi şehirlerinde-ülkelerinde mülteci durumuna düşmesi gerçekten sizi hiç ilgilendirmiyor mu? Bunlar için dertlenmek, bunlara daha fazla acı çektirmemek için hala hatanızdan dönmeyecek misiniz? Bütün bunlar için de ‘Biz yastayız’ diyebileceğiniz günler olmayacak mı?

Yoksa komünist ideolojiniz için hala binlerce, on binlerce masum Kürt gencini ‘heba etmeye’ devam mı edeceksiniz? Hem de tedavülde kalkmış, çıktığı topraklar da bile itibar edilmeyen, kokuşmuş ve çürümüş ‘bir ölü sistem için’  Kürt kanı akıtmaya daha ne zamana kadar devam edeceksiniz? Dindar Kürt gençlerinin kanlarıyla, daha ne zamana kadar ölmüş komünist düşüncenin bitkisel hayattaki suni teneffüsüne kan pompalamaya gayret edeceksiniz? Bu güne kadar öldürttüğünüz on binlerce Müslüman Kürt gencini, yoksa bir plan çerçevesinde özellikle mi imha ediyorsunuz?

Belediyenin Billboardlarında ve kendi gazetelerinde Peygamber Efendimize hakaret edebilecek kadar zillet içerisinde alçalanların, Müslüman Kürt gençlerini komünizm için bilerek imha etmekten büyük zevk aldıklarını da biliyoruz. Yoksa örgütün resmi ağızları tarafından, 15 binden fazla insanın iç infazda imha edildiğini nasıl anlamalıyız? Çünkü zorla dağa kaçırılan 18-20’li yaşlarındaki bu Kürt gençleri komünist ideolojiyi benimsemedikleri için, ‘ajandır’ diye önce yaftalıyor, sonra da öldürüyorlardı. Bu şekilde öldürülen insan sayısı çatışmalarda öldürülen insan sayısından daha fazladır.

Şu Nevroz öncesinde uygulamaya konulan çukur siyasetinden dolayı, Silopi’de, Cizre’de, Nusaybin’de, Sur’da ve halen çatışmaların devam ettiği yerlerde yüzlerce Kürt genci ölüme gönderildi. Sebep sonuç tartışmasına girmeden, halen gömülmeyi bekleyen onlarca cenaze olduğu halde ve mevcut çatışmalarda her gün onlarca kişi ölüyorken; Nevruzun şarkılarla, çalgılarla, danslarla, halaylarla, eğlencelerle ısrarla kutlanmak istenmesi ve sevincin bir ifadesi olan zılgıtlarla karşılanması neyin nesidir?

‘Biz yastayız’ deyip bunca acıların yaşandığı beldelerimizde ‘Nevruzu kutlayamayız’ diyemez misiniz? Yoksa ‘yasta olmak’ sadece Ramazan ve Kurban bayramlarında mı aklınıza gelmektedir? Dini bayramlarda ‘yastayız’ diyenlerin, Nevruzu bütün bu acı ve ölümlere rağmen, sevinç çığlıklarıyla karşılayanların kara yüzlerinin ve kara kalplerinin görülmesi umuduyla…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=