Lütfen bekleyin..


Ahmed Said Şirvan

Kürt Aşiretleri Üzerinden Kinini Kusmak!

06 Ekim 2016, 12:49 - Okunma: 2238

15 Temmuz darbesinin 2. Dalgasının Kürt aşiretlerinin üzerinden yapılacağını söylüyor karanlık bir yüz. FETÖ’nün bölgedeki aşiretlerle işbirliğine gittiğini, kalkışmanın halk ayağının bu şekilde gerçekleşeceğini ve hedeflenen kanlı sahnelerin dünyaya buradan servis edileceğini vurgulamaya çalışıyor. Belli ki yarım kalan bir kinini kusmaya zemin hazırlamaktadır.

Bu aşiretlerin borçlarının çok olduğunu, bu borçlarının İngilizler tarafından ödendiğinden dem vurarak çok aşağılık bir algınında oluşmasına zemin hazırlıyor. Kendi efendileri olan İngilizlerle her zaman para karşılığı iş görmüş bu yaratıklar, bütün Kürtleri kendileri gibi kişiliksiz olduğunun imasında bulunarak, Kürtleri asit kuyularında eritmiş olan bu gibi insanlar, Kürtlere yönelik kinlerini kusarken bir taşla kuş katliamını gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.

Bu iddianın sahibi Hasan Atilla Uğur adında, Ergenekon terör örgütünden hüküm giymiş, daha sonra dosyası rafa kaldırılmış, Faili meçhullerin yaşandığı ve insanların asit kuyularında eritildiği dönemde, bölgede yetkili olarak görev yapmış birisidir. Aynı zamanda Bekaa vadisinde Öcalan’ın takdim ettiği çiçekler eşliğinde, komünist PKK çetelerini denetleyen Ulusal Maoist Doğu Perinçek’in başkanı olduğu Vatan Partisinin genel başkan yardımcısıdır. Hani ‘arkadaşını bana söyle, kim olduğunu sana söyleyeyim’ atasözünün ifade ettiği şekilde, bu şahsın kim olduğunun net olarak anlaşılması için bu somut örnek verildi.

Bir zaman Doğu Perinçek, PKK ve elebaşının bulunduğu Bekaa vadisini mesken edinmiş, Kürtlere yönelik bir dinsizleştirme ve komünistleştirme projesi olan PKK ve çetelerini bir ajan marifetiyle teftiş etmişti. Bu örgütün Kürtlere yönelik tahribatlarının daha etkili ve katliamların daha kanlı olması için karanlık telkinlerde bulunmuş, dindar Kürtlerin öldürülmesi için, sahibi olduğu ‘2000’e Doğru’ dergisinde infaz edilecek dindar Kürtlerin ev adreslerine varıncaya kadar, ölüm listelerini yayınlamıştı. Bu adres ve listeleri nereden mi edinmişti?

İşte tam bu dönemde Hasan Atilla Uğur güneydoğuda askeri erkân olarak görev yapmaktaydı. Sorumluluk bölgesinde asit kuyularından ve bu kuyularda eritilen insanlardan bahsedilmekteydi. Bölgedeki aşiretler üzerinden karanlık işler çevirmeye devam ediyordu. Şu an genel başkan yardımcısı olduğu partinin genel başkanı, Bekaa’da komünist çeteleri, katliamlar için hazırlarken, sınırın bu tarafında bu karanlık şahıs acaba hangi işleri organize ediyordu? Acaba o zaman da bu iki şahsın ast-üst şeklinde bir ilişkileri mevcut muydu? Acaba Kürtlere yönelik eksik kalan bazı işleri mi kalmıştı? Bu kin ve düşmanlığı başkaca nasıl izah etmek gerekirdi?

‘İşte şimdi tam zamanıdır’ diye, bu zihninin altında biriktirdiği kinini kusmaktadır. 15 Temmuz ihanet darbesine girişenlerin alçak yüzleri teşhis edilmeye çalışıldığı bir dönemde ortaya çıkmış, daha önce işlediği cürümlerini örtmeye çalışırken, mağdur ettiği ve faşist duygularla katlettiği insanları da yeni bir ihanet kalkışmasının failleri olarak ortaya sürmeye çalışmaktadır.

Kendisi darbeci bir zihniyete sahiptir. Bu karanlık yüzünü örtmek için Kürt aşiretlerini karalayarak kendisince kahramanlık devşirmeye çalışmaktadır. Bütün Kürt aşiretler ülkenin dört tarafındaki bütün millet gibi, 15 Temmuz ihanet darbe girişimine karşı çıkmış ve bir ay boyunca sabahlara kadar meydanlarda nöbet tutmuştur. Ve kendi bekasına kasteden ihanet şebekesine karşı çıkmış ve canı pahasına mücadeleden vazgeçmemiştir.

Bu hakikat ortadayken, Kürt aşiretlerini darbecilerle aynı safa koymak, hele İngilizler gibi ümmetin en büyük düşmanından para almış iftirasına maruz bırakmak, ancak İngilizlerin sadık bir kölesi olan birisinin söyleyeceği ihanet sözler olabilir. Yıllardır batı ile işbirliği halinde bu ülkeye karanlık oyunlar oynayan birilerinin kalkıp kurtarıcı edasıyla ahkâm kesmesi ve kahramanlık pozları vermesi çok iğrenç bir sahne olarak karşımıza çıkmaktadır.

15 Temmuz ihanet darbe girişiminde, bu karanlık yüzler korkakça makarna kuyruklarında beklerken, canı pahasına ortaya çıkıp darbeye karşı dik durmuş insanları, şimdi saf dışı bırakmak için seferber olmuşlardır. Böyle karanlık geçmişi olan insanların yüzlerini iyi tanımak gerekmektedir. Geçmişte yaptıklarını, şimdi yapmak istediklerini, söylemlerini kimlerle dost olduklarını iyice görmek gerekmektedir. Dindar Türklerin ve Kürtlerin bir bütün olarak engellediği bir darbeden sonra, dindarları ve cemaatleri hedef tahtasına oturtmak, laikçi ve 28 Şubat zalimlerinin utanmadan uygulamaya koydukları bir çirkeflikten başka bir şey değildir.

Dün Kürtleri faili meçhullerle/malumlarla öğütenlerin, bugün Kürtleri karalamaları hiç şaşırtıcı olmamıştır. Esas olan bunların karanlık yüzlerini görerek, utanmazca saldırılarını ve kime hizmet ettiklerini, dindar insanlara yönelik hangi karanlık mihrakla işbirliği içinde olduklarını müşahede etmemizdir.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=