Lütfen bekleyin..


Mehmet Ziya Gümüş

Peşinen Söyleyeyim O Kişi Abdullah Öcalan Değil!

08 Nisan 2022, 03:05 - Okunma: 1995

Mevzuyu biliyorsunuz;  Mehmed Göktaş Hoca yıllar önce 90’lı yıllarda İslami hassasiyetlerinden dolayı gözaltına alınan bir gencin başından geçenleri konu edindiği bir yazı yazmış, yazısının başına gelenler pişmiş kellenin başına gelmemişti…

İş çetrefilli bir hal almaya doğru gidince de “O kişi Muhsin Yazıcıoğlu değil” diye bir yazı yazmak durumunda kalmıştı.

Çok özetle konu şu; 1995 yılında bir genç gözaltına alınır ve enva-ı çeşit işkencelerden geçer. Tahliye olduktan sonra da başından geçenleri Mehmed Göktaş hocaya anlatır. O da konuyu “O namazları asla kaza etmeyeceksin” başlığı altında gazetemizdeki köşesine taşır…

Sonrasında Abdullah Kılıç “Yetmişlerin Türkiye’sinden Bir Gençlik Hatırası” diye bir kitap yazmış, Mehmet Hoca’nın yazdıklarını “kes yapıştır” usulü kitabına almış ve “Yaşlı adam sordu adın ne? Nerelisin? Suçun ne delikanlı? Adım Muhsin Yazıcıoğlu. Suçum...” şeklinde küçük bir ilave yaparak baltayı taşa vurmuş ve bu ilave, Göktaş hocanın gizlediği ismi ifşa etmesine vesile olmuştu…

Böylece o kişinin, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcılarından Abdullah Aslan olduğunu öğrenmiştik.

Mehmed Göktaş hoca 90’lı ve 2000’li yıllarda gözaltına alınıp işkence tezgâhlarından geçen dindarların başlarından geçenleri kaleme almaları gerektiğini her platformda dile getiriyordu. Ama kimse yazmaya yanaşmıyordu. Yazmamalarının sebebini de Allah için işkence görenlerin ihlaslarına halel gelebileceği endişesine bağlıyordu.

Cezaevinde iken 2000’li yıllarda yaklaşık iki ay gözaltında kalan bir ağabeyimizi yaşadıklarını yazıya dökmesi için ikna etmeye çalıştım; “Gözaltında yaşadıklarınız tarihi bir olaydır. Anlat da yazıya dökeyim. Bu saklı tarih emniyet binasının bodrum katında kalmasın, dedim. Anlatmak sevaptır dedim de dedim. Mehmet Hoca’nın dediği gibi anlatmaya yanaşmıyordu. “Biz bunları Allah için yaşadık. İhlasımızın zedelenmesinden korkuyorum” diyordu.

İki bin dereden su getirerek sonunda onu ikna ettim. Birkaç gün onu dinledim. Bitirdiğinde ona şunu dedim; “Sen bizzat bunları yaşamışsın. Eğer sen bunları yazarsan benden daha iyi yazarsın. Yazarken o günlere gidecek o atmosfere girecek çok güzel tarihi vesika oluşturacaksın. Çocuklarına da hiç nasihat etmene, vaaz vermene gerek kalmayacak. Çocukların senin yaşadıklarını bilirlerse istikameti şaşmazlar. Senin vasiyetname de yazmana gerek kalmaz. Bu otomatikman vasiyetname hükmünü alır. Yaşadığın bu işkence süreci onlar için pusula olur.” dedim.

O anlattı ben yazdım, o anlattı ben yazdım… Ve bir gün; “O söylediklerimin herhangi bir yerde yazılmasını istemiyorum” demesin mi! Belli ki benden sonra şeytan aleyhi la’ne ona uğramış ve söylediklerinin yazılmaması için onunla konuşmuş ve onu ikna etmişti.

Derken başka bir arkadaşa uğradım, iki bin dereden su getirerek onu ikna etmeye çalıştım, bir yerlerde yazmamak ve anlatmamak kayd-u şartıyla bana birkaç bölüm anlattı. Kendimi bir korku filminin içinde buldum. Çok korkunç bir adressiz sorguydu bu. İki ayı aşkın bir süre adressiz sorgulanmak! Yok, böyle bir şey! Anlattıklarının neticesinde insanın bünyesinin ne kadar güçlü olduğu sonucuna da varırken babamın –Allah rahmet eylesin—  zaman zaman insanın musibetlere karşı dayanırlığını vurgulamak için söylediği “İnsan weke pola ye, insan çelik gibidir” sözünü hatırladım.

Şöyle dedi ağabeyimiz; “Artık dayanamadım ve konuşmaya karar verdim. Wallahi billahi tallahi birayê Ziya! Gördüğüm rüya değildi, halüsinasyon hiç değildi.  Tek kişilik hücremde mübarek yüzlü birisi arkadan elini omuzuma yavaşça vurdu. Ona döndüğümde, konuşma! Dedi. O esnada imanım tavan yaptı. Hemen bulunduğum bir metrekarelik hücrenin kapısını çaldım ve gelen işkenceci polise; “Hûn ji bavê xwe bêminetin –Elinizden geleni ardınıza koymayın. Konuşmuyorum, size hiçbir şey anlatmayacağım” dedim.

Bu kişi hâlâ yaşıyor. Bir yerlerde “Sanığa soruldu; ismin nedir? Genç adam; “Ben Abdullah Öcalan” diye bir yazıyı görene kadar da onu ifşa etmeyeceğim.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
10 gün önce
179 gün önce
248 gün önce
284 gün önce
318 gün önce
340 gün önce
472 gün önce
480 gün önce
543 gün önce
549 gün önce
592 gün önce
634 gün önce
639 gün önce
735 gün önce
769 gün önce
813 gün önce
912 gün önce
925 gün önce
931 gün önce
1002 gün önce
1044 gün önce
1051 gün önce
1113 gün önce
1212 gün önce
1240 gün önce
1260 gün önce
1275 gün önce
1289 gün önce
1324 gün önce
1344 gün önce
1415 gün önce
1420 gün önce
1430 gün önce
1450 gün önce
1460 gün önce
1466 gün önce
1471 gün önce
1478 gün önce
1527 gün önce
1541 gün önce
1548 gün önce
1562 gün önce
1597 gün önce
1604 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=