Lütfen bekleyin..


Mehmet Ziya Gümüş

Asrı Saadetten Asr-ı Şekavete

19 Ocak 2023, 22:53 - Okunma: 555

Altılı Masa adayını araya dursun biz biraz mahallemize ve mahallimize dönelim. Hızlandırılmış bir tarih yolculuğuna çıktım, hüzünlendim. Bu duygularla birkaç satır karalayayım dedim.

Arapça asr; yüzyıl, dönem ve çağ anlamlarına gelmektedir. Saadet de Türkçe’ye geçmiş mutluluk anlamında bir kelimedir. Bu kelimelerden mütevellit Asr-ı Saadet tamlaması mutluluk çağı veya yüzyılı demektir. Bu tabir genelde Peygamberimizin yaşadığı, sahabenin Kur’an kaynağından yakından beslendiği dönem için kullanılır. Şu var ki tarihimizde lokal diyebileceğimiz mutluluk çağları, dönemleri de yaşanmıştır.

Müslümanların zekâtlarını vereceği yer bulamadığı, dağlara taşlara yabani hayvanlar için yiyeceklerin bırakıldığı dönem…

Kurt ile koyunun beraber yaşadığı, herkesin birbirinden emin olduğu dönem…

Çalma çırpmanın, haksızlıkların, zülüm ve adaletsizliklerin olmadığı, “Kızım Fatıma da olsa” seddinin kayırmaların önüne çekildiği dönem…

Kalpler arasında duble yolların yapıldığı, kalplerdeki kinin üzerine asfaltın döküldüğü dönem…

Hangi çağda yaşamak isterdiniz? Sorusunun cevaplarından olan dönem…

Hangisine uysaydık yolumuzu bulacağımız, her birisinin birer navigasyon, birer deniz feneri hükmünde olduğu insanların yaşadığı dönem…

Kısacası Asr-ı Saadet; İslam’ın tüm kurallarıyla hayat bulduğu dönemdir.

Bununla beraber halifeler dönemi ve tabiinler dönemleri için de bu terim kullanılır ancak tarihe projektör tuttuğumuzda sadece Peygamberimizin dönemine ait bir zaman dilimi olduğunu söylemek belki daha doğru olur.  

Müslümanlar olarak yaşadığımız şu dönemi, çağı, yüzyılı her neyse “Asr-ı şekavet” olarak nitelendirmek abartı olmasa gerek. İnsanlık tarihinin envaı çeşit suç ve günahları ve birçok kat fazlasıyla yaşandığı bu döneme “Asr-ı şekavet” yani kötülükler yüzyılı demeyelim de ne diyelim.

Bildiğiniz üzere bir kuraklık dönemi de yaşıyoruz. Sanki Allah yer ve göğe; “Ey yer, suyunu çek ve ey gök sen de tut!" diyerek emretmiş.” (Hud.44)

Balkanlardan veya Sibirya üzerinden gelecek yağışlı hava kütlesine ihtiyaç duyulurken ne yazık ki kimsenin gözü tarihimizden esecek Asr-ı Saadet rüzgârının getireceği bulutlarda değil.

Kâinat boşluk kabul etmiyordu saadet gidince şekavet geliyordu. İnsanların kahir ekseriyetinin asr-ı şekaveti yaşadığını söyleyebiliriz. Asr-ı Saadetin kurucusu önderimizi peygamberimizi unuttuğumuz ve deniz fenerine giden rotayı şaşırdığımız için başımızın belalar sarmalından kurtulmadığını da buraya not düşmek gerek. Eğer hakkıyla dinimizi bilip ona göre yaşasaydık Asr-ı Saadet gibi bir çağ yaşayabilirdik.

Asr-ı Saadet zifiri küfrün olduğu bir dönmeden sonra gelmişti. Kıştan sonra bahar, geceden sonra gündüz, zorluktan sonra kolaylık, asr-ı şekavetten sonra Asr-ı Saadet geliyordu.

Unutmamak gerekir ki Asr-ı Saadetin startı “Oku” emriyle verilmişti. "Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en gür sada İslâm’ın sadası olacaktır!" cümlesini yastık yapıp başımızı koysak mı? Yoksa hareket berekettir, deyip hareketlenelim mi?

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
34 gün önce
55 gün önce
224 gün önce
294 gün önce
329 gün önce
364 gün önce
385 gün önce
518 gün önce
525 gün önce
588 gün önce
595 gün önce
637 gün önce
679 gün önce
684 gün önce
780 gün önce
814 gün önce
858 gün önce
957 gün önce
971 gün önce
977 gün önce
1018 gün önce
1047 gün önce
1089 gün önce
1096 gün önce
1159 gün önce
1257 gün önce
1285 gün önce
1305 gün önce
1320 gün önce
1334 gün önce
1369 gün önce
1389 gün önce
1460 gün önce
1465 gün önce
1475 gün önce
1495 gün önce
1505 gün önce
1511 gün önce
1516 gün önce
1523 gün önce
1572 gün önce
1586 gün önce
1593 gün önce
1607 gün önce
1642 gün önce
1649 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=