Lütfen bekleyin..


Mehmet Ziya Gümüş

Asrı Saadetten Asr-ı Şekavete

19 Ocak 2023, 22:53 - Okunma: 607

Altılı Masa adayını araya dursun biz biraz mahallemize ve mahallimize dönelim. Hızlandırılmış bir tarih yolculuğuna çıktım, hüzünlendim. Bu duygularla birkaç satır karalayayım dedim.

Arapça asr; yüzyıl, dönem ve çağ anlamlarına gelmektedir. Saadet de Türkçe’ye geçmiş mutluluk anlamında bir kelimedir. Bu kelimelerden mütevellit Asr-ı Saadet tamlaması mutluluk çağı veya yüzyılı demektir. Bu tabir genelde Peygamberimizin yaşadığı, sahabenin Kur’an kaynağından yakından beslendiği dönem için kullanılır. Şu var ki tarihimizde lokal diyebileceğimiz mutluluk çağları, dönemleri de yaşanmıştır.

Müslümanların zekâtlarını vereceği yer bulamadığı, dağlara taşlara yabani hayvanlar için yiyeceklerin bırakıldığı dönem…

Kurt ile koyunun beraber yaşadığı, herkesin birbirinden emin olduğu dönem…

Çalma çırpmanın, haksızlıkların, zülüm ve adaletsizliklerin olmadığı, “Kızım Fatıma da olsa” seddinin kayırmaların önüne çekildiği dönem…

Kalpler arasında duble yolların yapıldığı, kalplerdeki kinin üzerine asfaltın döküldüğü dönem…

Hangi çağda yaşamak isterdiniz? Sorusunun cevaplarından olan dönem…

Hangisine uysaydık yolumuzu bulacağımız, her birisinin birer navigasyon, birer deniz feneri hükmünde olduğu insanların yaşadığı dönem…

Kısacası Asr-ı Saadet; İslam’ın tüm kurallarıyla hayat bulduğu dönemdir.

Bununla beraber halifeler dönemi ve tabiinler dönemleri için de bu terim kullanılır ancak tarihe projektör tuttuğumuzda sadece Peygamberimizin dönemine ait bir zaman dilimi olduğunu söylemek belki daha doğru olur.  

Müslümanlar olarak yaşadığımız şu dönemi, çağı, yüzyılı her neyse “Asr-ı şekavet” olarak nitelendirmek abartı olmasa gerek. İnsanlık tarihinin envaı çeşit suç ve günahları ve birçok kat fazlasıyla yaşandığı bu döneme “Asr-ı şekavet” yani kötülükler yüzyılı demeyelim de ne diyelim.

Bildiğiniz üzere bir kuraklık dönemi de yaşıyoruz. Sanki Allah yer ve göğe; “Ey yer, suyunu çek ve ey gök sen de tut!" diyerek emretmiş.” (Hud.44)

Balkanlardan veya Sibirya üzerinden gelecek yağışlı hava kütlesine ihtiyaç duyulurken ne yazık ki kimsenin gözü tarihimizden esecek Asr-ı Saadet rüzgârının getireceği bulutlarda değil.

Kâinat boşluk kabul etmiyordu saadet gidince şekavet geliyordu. İnsanların kahir ekseriyetinin asr-ı şekaveti yaşadığını söyleyebiliriz. Asr-ı Saadetin kurucusu önderimizi peygamberimizi unuttuğumuz ve deniz fenerine giden rotayı şaşırdığımız için başımızın belalar sarmalından kurtulmadığını da buraya not düşmek gerek. Eğer hakkıyla dinimizi bilip ona göre yaşasaydık Asr-ı Saadet gibi bir çağ yaşayabilirdik.

Asr-ı Saadet zifiri küfrün olduğu bir dönmeden sonra gelmişti. Kıştan sonra bahar, geceden sonra gündüz, zorluktan sonra kolaylık, asr-ı şekavetten sonra Asr-ı Saadet geliyordu.

Unutmamak gerekir ki Asr-ı Saadetin startı “Oku” emriyle verilmişti. "Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en gür sada İslâm’ın sadası olacaktır!" cümlesini yastık yapıp başımızı koysak mı? Yoksa hareket berekettir, deyip hareketlenelim mi?

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
171 gün önce
192 gün önce
361 gün önce
431 gün önce
466 gün önce
501 gün önce
522 gün önce
655 gün önce
662 gün önce
725 gün önce
732 gün önce
774 gün önce
816 gün önce
821 gün önce
918 gün önce
952 gün önce
995 gün önce
1094 gün önce
1108 gün önce
1114 gün önce
1155 gün önce
1184 gün önce
1226 gün önce
1233 gün önce
1296 gün önce
1394 gün önce
1422 gün önce
1442 gün önce
1457 gün önce
1472 gün önce
1506 gün önce
1526 gün önce
1597 gün önce
1602 gün önce
1612 gün önce
1632 gün önce
1642 gün önce
1648 gün önce
1653 gün önce
1660 gün önce
1709 gün önce
1723 gün önce
1730 gün önce
1744 gün önce
1779 gün önce
1786 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=