Tufan denildiğinde sanırım benim gibi sizin de aklınıza Nebi Nuh Tufanı ve Aksa Tufanı geliyordur.
Tufan nedir? Tufanın özelliği nedir? Önce bu sorulara kısa bir cevap verelim: Tufan, inancımızda içinde hem dehşeti hem de rahmeti barındıran, Allah’ın bir kavmi veya bir insanlığı işlediği cürümler nedeniyle cezalandırması ve yeni bir geleceğe kapı aralama ameliyesi veya felaketidir. İnancımızda tufanın sosyolojik sonucunda kötülük sökülür yerine iyilik ekilir. Dağa çıkıp yükseklerde uçtuğunu, ulaşılmaz olduklarını sananlar kaybeder, insanlık kazanır.
Bilindiği üzere HAMAS'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları 7 Ekim 2023’te işgalci rejimin Gazze sınırına ördüğü duvarı aşarak bir operasyon başlattı. Operasyon neticesinde birçok siyonist öldürüldü. Ve bu operasyonu Aksa Tufanı olarak isimlendirdiler. Bu tufan da Nuh Tufanı gibi bir bölgeyle sınırlı kalmadı. Yürüyüş ve nümayişlerle etkisini dünyanın dört bir yanında gösterdi. En sert dalgası da 2000 km uzaklıktaki İran’da kendini gösterdi.
Siyonist rejim bir bahaneyle Amerika’nın askeri ve lojistik yardımıyla İran’a saldırdı. İran’ın beklendik füzeleriyle karşı karşıya kaldılar. Düzenleri, gündelik hayatları tarumar oldu. Kendilerini dokunulmaz ve ulaşılmaz sanıyorlardı. Siyonist işgalcilerin dokunulmazlık algısı sarsıldı. 1500 km’yi 5 dakikada aşan balistik füzelerle vuruldular. Güvende olmadıklarını aynel yakin ve hakkel yakin gördüler.
İran’ın füze saldırıları, siyonist rejimin mutlak güvenlik doktrinini yok etti, savunma sistemleri demir kubbeyi kevgire çevirdi. Bölgede yeni denklemlere zemin hazırladı. Uluslararası sistemde güç dengelerinin değişebileceğini gösterdi. Onlar için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Aksa Tufanı’nın neticesinde siyonizmin insanlık için tehlikeli bir varlık olduğu argümanı da güçlendi.
İran’ın, işgalcilerin hüküm sürdüğü toprakları balistik füzelerle ateşe vermesi, işgalcileri deprem manzaralarıyla tanıştırması tufanın en önemli aşaması olsa gerek. Allah’tan temennimiz odur ki bu tufanın sonunda da israil diye isimlendirilen insanlık düşmanı bu yapının helakiyle müncer olsun.
Çünkü konumuz tufan. Tufan da beraberinde yenilikleri getirir dedik.
Son gelişmelerden sonra HAMAS’ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin’in 1999 yılında verdiği bir röportajda söyledikleri de bizi heyecanlandırmıyor değil: “israil zulüm ve gasp üzerine kurulmuştur. Zulüm ve gasp üzerine kurulan rejimlerin kaderi yıkılmaktır. israil gelecek asrın ilk çeyreğinde son bulacak inşallah. Tam olarak 2027 senesinde israil diye bir varlığın olmayacağını söylüyorum.
Ben Kur'an'a inanıyorum. Kur'an, milletlerin her 40 yılda bir değiştiğini söylüyor bize. Birinci 40 yılda 'Felaket Dönemi'(israilin kuruluşu)'ni yaşadık. İkinci 40 yıl; intifada, mücadele, meydan okuma, savaş ve misilleme dönemi oldu. Üçüncü 40 yılda, beklenen son gelecek İnşallah.”
Netice itibarıyla modern Aksa Tufanı, klasik Nebi Nuh Tufanı’nı günümüze taşıyan bir olay olarak yalnızca askeri dengeleri değil, küresel kamuoyunun algısını da kökten değiştirdi. Bugün sadece bizler değil, dünya kamuoyu da siyonistleri işledikleri katliamlar, yaptıkları soykırım, Gazze halkını açlığa mahkûm etme gibi suçlarıyla insanlık için bir çıban başı olarak görmektedirler.
Yıllar öncesinden Necip Fazıl’ın “Yıkılasın israil enkazını göreyim. Sana devlet diyenin yüzüne tüküreyim” şiirinin şekillendiği günlerden geçiyor, işgal edilmiş topraklardan enkaz görüntüleriyle karşılaşıyoruz. Necip Fazıl her ne kadar onlara devlet muamelesi yapanların yüzüne tükürmese de biz onun yerine vekaleten tükürmüş olalım.