Kamuoyunu yanıltmaya yönelik yalan haberlerin sosyal medya aracılığıyla hızla yayıldığı bir çağda yaşıyoruz. Doğru, ayakkabılarını giymeden yalan dünyayı üç kez dolaşırmış. Aynen öyle de oldu.
İYİ Parti Milletvekili Turhan Çömez sayesinde bu antika sözleri tekrar hatırladık. İYİ Partili ama kötü niyetli olduğu anlaşılan Turhan Çömez LGS’den tam puan alan 719 öğrencinin 36'sının Bursa Mahmut Celalettin Ökten İmam Hatip Ortaokulu'ndan olduğuna dair gerçek dışı bir haber ortaya attı. Öyle ki çevremde de “Sorular bu sefer üniversite sınavında değil LGS’de sızdırılmış. Bursa’da bir okulda 36 öğrenci tam puan almış” diyenlere rast geldim. Belli ki gerçek dışı bu iddia, özellikle imam hatip okullarına yönelik ön yargıları tetikleyerek kamuoyunda şaibe algısı oluşturmayı hedefliyordu. “Hocam sosyal medyaya baktın mı? Sorular ortaokul çocuklarına da soruların cevabı verilmiş” gibi sözlerden tetiklenen ön yargıların hedefi bulduğunu öğreniyoruz.
Doğrusu ise, Bursa il genelinde sadece 20 kişi farklı okullarda tam puan almıştı. Türkiye genelinde de İmam Hatip liselerinden sadece 63 kişi tam puan almıştı. İYİ Partili kötü niyetli Turhan Çömez’in gerçek dışı haberi Türkiye’yi değil 3 kez, en az 1003 kez dolaşmıştı. Sanırım hakikat peşinden 3 kez bile gidememişti. Gerçek dışı bu haberin sonuçlarına baktığımızda toplumsal dikkatin de ne kadar yüzeysel olduğunu anlıyoruz. Ama günün sonunda hakikat yalanı geçecekti.
Sanırım muhalefetin boş-beleş siyaset anlayışını en güzel Aslı Baykal, dün X üzerinden yaptığı paylaşımda anlattı: “Dezenformasyonla mücadele merkezi falan boş bunlara karşı. Yalan hızına yetişmek için yalan timi gerekli. Zeytinlik diyor anlatıyorsun, LGS diyor. LGS anlatıyorsun, belediyelere yapılan darbedir diyor. Yolsuzluk diyorsun, Dönüyor şeriat diyor. Ya ne şeriatı diyorsun, Atatürk diyor. Tamam, Atatürk diyorsun. Gelirsem işçi memur emekli zam yapacağım diyor. Daha belediye işçilerine alacaklarını veremiyorsun, çok zordalar diyorsun. Turizm Bakanlığı otel yangınında sorumlu diyor. Doğru, belediye de aynı derecede suçlu diyorsun, hemen örtbas ediyor. TRT, İBB duruşmalarını canlı yayınlasın diyor. Tabii olur diyorsun, panikliyor, bir daha o konuyu açmıyor. Manavgat suçüstü rüşvet operasyonuyla ilgili elimde 32 saatlik görüntü var, diyor. Aa ne güzel ver diyorsun, bir daha o konuyu da açmıyor. İstanbul sözleşmesi diyor. Böyle bir döngü var.”
Yıllardır Türkiye siyaseti böylesi boş şeyler etrafında dönüp dolanıyor. Muhalefet, gerçekler yerine manipülasyonla siyaset yapma alışkanlığında vazgeçmiyor.
Muhalefet cephesinden gelen bilgi kirliliği, iktidarın hatalarını tartışmaya yer bırakmayacak şekilde boğuyor. Gerçek sorunlar konuşulamaz hale geliyor. Enflasyon, işsizlik, adalet mekanizmasının pas tutmasını ya da özellikle son dönemde dış politika gibi hayati meseleler yerine, halkı tahrik etmeye dönük iddialar gündemimizin ana maddeleri haline geliyor.
Bizler, bu boş şeylerle ilgili yazıp çizerken televizyoncular da koca profesörleri getirerek saatlerce değerlendirmelerde bulunuyorlar. Hal böyle olunca ülke kat etmesi gereken mesafeyi kat edemiyor. Birçok noktada yerinde sayıyor, bazen geride kalıyor. Biz böylesi boş şeylerle uğraşırken yanı başımıza gelen israilin dereceye girmiş girmemiş ayırt etmeksizin okullarımızı öğrencilerimizi bombalayacağını düşünecek zaman bulamıyoruz. Türkiye siyaseti bugün en büyük sorunun insanlık düşmanı israilin saldırganlığı olduğunu görmesi gerekirken ne yazık ki Turhan Çömez’in Bursa’da bir İmam Hatip Lisesinin kuyusuna attığı 36 taşı çıkarmakla meşgul. Koca koca adamlar, vekil olarak belirlediklerimiz ortaya attıkları yalanlarla adeta isralin haydutluk sahasıyla komşuluğumuzu örtbas etmeye çalışıyorlar. Herkesin bildiği senaryoda oyuncular rollerini oynarken biz ortaokul çocuklarıyla uğraşıyoruz. Yoksa bu yalan da o senaryonun bir parçası mı?