Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Bu İşte Bir Terslik Var!

16 Eylül 2020, 16:44 - Okunma: 1566

Aylardır sıkıntısını çektiğimiz ve hayatımızı değiştiren korona hastalığı nedeniyle her gün yeni vaka ve ölüm haberleriyle sarsılıyoruz. Buna rağmen normalleşme süreci, tedbir konusunda yaşanan gevşeklik ve toplumun umursamazlığı nedeniyle maalesef salgınla mücadelede başa döndük. Birçok ilde yeniden kısıtlama uygulamaları başlatıldı.

Salgınla mücadele sürecinde Dünya ülkelerine göre başarılı bir çalışma yürütülmesine rağmen yapılan bazı uygulamalara ise akıl sır ermiyor. Bu konuya girmeden önce Nasreddin Hoca’nın bir fıkrası ile giriş yapalım:

Bir gün Nasreddin Hoca, büyük bir ceviz ağacının altında oturmuş dinlendiği sırada ağacın yanında bulunan bal kabağı tarlasını görmüş. Hoca:

-Hey güzel Allah’ım! bu kadar büyük bal kabağının küçücük sapı var. Şu boylu poslu ceviz ağacının ise meyvesi küçücüktür. Bu işte bir terslik var sanki der. O böyle tefekkür ederken, bir ceviz hocanın kafasına düşer. Hoca bir cevize, birde kabaklara bakıp:

-Güzel Allah’ım! Senin işine karışılmaz. Ya ceviz yerine bal kabağı kafama düşseydi halim ne olurdu? der.

Şimdi, bizlerde Nasreddin Hoca’nın meselesi kadar olmazsa da pandemi sürecinde yapılan çalışma ve uygulamalarda bir terslik olduğunu görüyoruz.

Bu süreçte bazı alanlarda en ufak bir gevşeme yapılmayıp sıkı tedbirler takip edilirken, bazı alanlarda ise bu tedbirler gündeme bile gelmiyor. Bu süreçte en çok camilerimiz etkilendi ve halende bu durum devam ediyor. Aylarca kapalı olan camiler normalleşme ile namaz vakitlerinde maske ve fiziki mesafe kuralı ile açıldı ve bu kural halende devam ediyor. Pandemiyi tetikliyor diye düğün, taziye ve nişan gibi gelenek ve merasimlerimiz yasaklandı. Okulların aynı şekilde açılıp açılmaması konusunda tartışmalar halen ediyor. Bu sıkıntılı sürecin etkisiyle okul servisleri, kantinler, kırtasiyeler, düğün salonları, yemek üretim yerleri, organizasyonlar gibi birçok sektör çöktü.

Toplumuzu ayakta tutan camiler, okullar, hüzün ve sevinç günlerimizi kapsayan özel günlerimiz ve geleneklerimiz bu süreçte bu sıkı tedbirlerin kurbanı olurken; öte yandan lüks kafeler, kıraathaneler, lüks oteller, tatil beldeleri, sahiller, plajlar, konserler, eğlence mekânları vs. ise bu tedbirlerden vareste tutuldu. Kurban bayramı yaklaşırken “kurban ekonomisi” etkilenmesin ve özellikle de “Turizm sektörü” ayakta kalsın, çökmesin diye tedbir ve kısıtlamalardan muaf tutuldu. Üstelik turizm ve tatil beldelerine gidilsin diye halk teşvik edildi. Turizm sektörü için salgınla mücadele adeta kurban edildi ve belki de Avrupa’dan turistler gelsin diye vakalar az gösterildi. Üstelik buralarda maske ve fiziki mesafe kuralına uyulmadığını bilmeyen yok. Buna rağmen nedende bu durum hiç gündeme gelmez, varsa yoksa camiler, okullar, taziye ve düğün salonları gündeme gelir. Tabi ki buralarda risk var bunun tedbiri alınsın, alınmasın diyen yok zaten. Lakin niye sadece buralara yönelik kısıtlama gündeme geliyor. Bu tablo: bu hastalığı ortaya çıkaranların yeni bir toplum düzeni kurma planları olduğunu söyleyenleri doğruluyor.

Şimdi turizm sezonunun sonuna yaklaşılmasıyla vaka sayılarında artışlar ve ölüm sayıları artmaya başladı. Ve bu artışın ilerleyeceği öngörülerek kısıtlama kararları yeniden gündeme geldi. Peki, bu kısıtlamalar neden lüks kafelerde, eğlence mekânlarında, plajlarda, sahillerde ve binlerce kişinin katıldığı konserlerde uygulanmaz?  Neden sadece inanç ve geleneklerimizin merkezi olan ve toplumu ayakta tutan sosyal müesseselerimiz hedef alınır? Oysa herkes de biliyor ki, yaz tatilinde memleketlerine ve özellikle de tatil beldelerine gidenlerin geri dönmesiyle vaka sayılarında patlama oldu. Televizyonlarda çıkıp halka nasihat edenlerin tatil dönüşü bronzlaşmış tenleriyle hiç sıkılmadan halka hâlâ nasihat etmeye devam etmelerinin garabetini yaşıyoruz maalesef. Tıpkı Çin’de ortaya çıkan ve sonrada Avrupa’dan gelenler eliyle virüsün yaygınlaştığı net bilinmesine rağmen, umrecileri suçlayan arsızların olması gibi bir utanmazlık hali devam ediyor. Şimdi de turistler değil de sanki camilerde, okullarda virüs yayılıyor algısı oluşturuluyor.

Birde salgın sürecinde dikkat ettiğimiz başta İBB olmak üzere bazı Büyükşehir belediyelerinde bilinçli olarak halk otobüslerinin sefer sayısı azaltıldı. Bu durumda işine gitmek zorunda olan vatandaş minibüslere hücum etti. Minibüslere fazla yolcu alıyor diye sürekli ceza yazıldı. Ne metrobüs, ne diğer toplu taşıma araçlarına ve belediyelere değil de, sadece minibüslere ceza yazıldı. Vatandaşa ceza yazılırken, maske ve fiziki mesafe kuralını tanımayan vekiller, partiler, sözde sanatçılara vs. ise ceza yazılmıyor.  Hal böyle olunca salgınla mücadele yara alıyor ve başarılı olunamıyor. Başarılı olunmak isteniyorsa öncelikle bu tezatlar ve adaletsizlikler düzeltilmelidir.

Selam ve dua ile…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
53 gün önce
109 gün önce
172 gün önce
179 gün önce
389 gün önce
431 gün önce
494 gün önce
899 gün önce
1033 gün önce
1047 gün önce
1103 gün önce
1159 gün önce
1179 gün önce
1194 gün önce
1213 gün önce
1255 gün önce
1270 gün önce
1290 gün önce
1298 gün önce
1328 gün önce
1333 gün önce
1401 gün önce
1550 gün önce
1683 gün önce
1856 gün önce
1879 gün önce
1908 gün önce
2092 gün önce
2222 gün önce
2243 gün önce
2368 gün önce
2435 gün önce
2461 gün önce
2492 gün önce
2634 gün önce
2671 gün önce
2776 gün önce
2799 gün önce
3029 gün önce
3098 gün önce
3219 gün önce
3377 gün önce
3380 gün önce
3436 gün önce
3454 gün önce
3457 gün önce
3478 gün önce
3512 gün önce
3567 gün önce
3576 gün önce
3649 gün önce
3768 gün önce
3743 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=