Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Farklı Görünme Hastalığı Ve Gazeteciler Günü!

17 Ocak 2018, 10:34 - Okunma: 2571

Toplumuzda kendini ön plana çıkarmak ve gündem olmak için can atan “medya maymunları” ile sık karşılaşıyoruz. Bu tip insanlar gündem olma pahasına içinden çıktığı, kesim, camia, parti, örgüt, meslek vs.’den ayrı olduğunu belirterek, “Ben onlardan değilim, ben onlar gibi düşünmüyorum” veya “Ben farklı düşünüyorum” diyerek hayatlarının çizgisini değiştirdiklerine şahid oluyoruz.

Farklı görünerek gündem olmak isteyen bu kişilere ilahiyatçılardan, siyasetçilere ve spor camiasına kadar geniş bir yelpazede görmek mümkündür. Sırf birilerine yaranmak, birlerine şirin görünmek, kıymete binme ve gündeme gelme amacıyla dostlarını ve bağrından çıktıkları yapıları kötülemekten veya en azından onlardan farklı olduklarını söylemekten çekinmezler. Bilakis, övünerek ve bilinçli olarak, kalın çizgilerle mükerreren bunu ifade eder dururlar.

Bu kişiler genel itibariyle şahsi menfaat ve ikballerinin esiri olmuş, çıkarı için memleketi düşünmeyen karakterde kişilerdir. Bu kişiler böyle yaparak birkaç gün belki gündeme gelirler, lakin sonrasında siyaset ve tarih çöplüğünde kazurat olarak yerlerini almaktan kurtulamazlar.

Dostuna sırtını dönüp düşmanlarına şirin görünmeye çalışanlara Ebu Müslim Horasani’nin Emeviler ile ilgili olarak söylediği: “Onlar zararlarından emin oldukları için; dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de; düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu” veciz sözlerini hatırlatmak isterim.

Kimse dostlarına sırt dönerek ve düşmanlarına şirin görünerek bir yere varamaz.

 

 ‘10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü'

Gazeteciler günü konusuna gelmeden dikkatimi çeken bir durumu paylaşmak isterim. Ne kadarda belirlenmiş gün ve haftamız varmış böyle. Nerdeyse kurum, meslek, sosyal sınıf, hastalıklar, afetler vs. ismi verilmemiş gün veya haftamız yok. Yani anlayacağınız her gün ve haftaya bir isim bulma konusunda bayağı mahiriz.

Şimdi asıl konumuz olan gazeteciler gününe gelelim…

Gazetecilerin 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmalarının ardından 10 Ocak tarihi “Çalışan Gazeteciler Bayramı” daha sonrada “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlandı.

Bugün dolayısıyla sağ olsunlar nerdeyse mesaj ve mail atmayan ve bu günü kutlamayan kurum, STK, meslek örgütü kalmadı. Bazı yerlerde de, nezaket gösterilip basın kuruluşları ziyaret edildi. Hepsine teşekkür ediyoruz.

Doğrusu bu mesajlarının çoğunun şablon olarak gönderilen cum’a ve bayram mesajlarından pek bir farkı ve değeri yoktur.

Engellilerin, yaşlıların vs. durumu gibi basın mensuplarının da sorunları ile ilgilenmeden; sadece o güne has onları sormak ve ‘dostlar alışverişte görsün’ misali mesaj yayınlamanın pek bir manası yoktur.

Gerek kurumlarımız gerek STK ve meslek örgütlerimiz, gerekse de devlet gücünü ellerinde bulunduran yetkililer, kutlama mesajı yayınlıyor tamamda; gazetecilerin durumunu, ahvalini soran yok. Sorunları neler? Ne haldeler? Bilen yok. Birçok meslektaşımız işsiz veya işsiz kalma tehdidiyle karşı karşıya. Ancak hep ezilen aynı kişi ve kesimler olurken, nedense kazananlarda hep aynı tipler oluyor.

Mesele sadece devlet kurumları değil. STK’larımızda aynı durumda. Yıllarca haberlerini hiçbir menfaat beklemeden yapan muhabirlere ‘çam sakızı çoban armağanı’ basit bir hediye bile vermek akıllarına gelmez. Hele hele bu arkadaşlarımızın başına bir musibet gelirse de bunlar, yapılanlarını unutup sormayı akıllarına getirmezler. Yani anlayacağınız gazetecilik nankör bir meslek, evet ama gazetecilere karşı da bazen nankörlük yapılıyor.

Sözün özü: BİK ve ilgili bakanlığın çalışan gazeteci, muhabir ve yazarlara mesleklerini icra etmeleri noktasında maddi ve manevi yönden destek olmalıdır. Aksi halde özellikle yerel gazetelerin ve haber sitelerinin “kaliteli yayın” yapmaları fantezi ve lüks olmaktan öteye geçmeyecektir. Kaliteli yayın bir yana, gazeteler maddi sıkıntılar nedeniyle kapanma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Maddi buhran içinde olan gazeteciler etik olmayan davranışlar ve iş ilişkilerine girerek veya bir başka gelir kapısı bularak, ayakta kalmaya çalışıyor. Bunun önüne geçilmesi için basın kuruluşları maddi ve manevi yönden desteklenmelidir. Aksi halde medyanın 4. Kuvvet olma özelliğini yerine getirmesi mümkün olmayacaktır.

Selam ve dua ile…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
156 gün önce
290 gün önce
304 gün önce
360 gün önce
416 gün önce
451 gün önce
470 gün önce
512 gün önce
528 gün önce
807 gün önce
1113 gün önce
1136 gün önce
1165 gün önce
1350 gün önce
1479 gün önce
1501 gün önce
1625 gün önce
1692 gün önce
1718 gün önce
1749 gün önce
1891 gün önce
1928 gün önce
2033 gün önce
2056 gün önce
2286 gün önce
2355 gün önce
2476 gün önce
2635 gün önce
2637 gün önce
2694 gün önce
2712 gün önce
2715 gün önce
2736 gün önce
2770 gün önce
2825 gün önce
2834 gün önce
2907 gün önce
3025 gün önce
3000 gün önce

RSS
© 2023 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=