Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Felaketler ve Rahmet Ayı

22 Mart 2023, 19:27 - Okunma: 572

6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 yıkıcı deprem ve ardından 20 Şubat’ta Hatay merkezli yaşanan depremlerde 10 ilde büyük yıkım yaşandı ve resmi rakamlara göre can kaybı 50 Bini aştı.

6 Şubat’tan bu yana ülkenin her tarafında yaşanan depremler ve küçük-büyük ölçekli binlerce artçı sarsıntı ile ülke olarak deprem fırtınasının etkilerini yaşamaya devam ediyoruz. “Bu felaketin yaraları nasıl sarılacak?” Diye ülke ve halk olarak düşünürken 15 Mart Çarşamba günü Adıyaman ve Şanlıurfa’da yaşanan sel felaketinde 20 kişi vefat etti.

Felaketlerin ardı arkası kesilmiyor ve halen birçok ilde sel ve baskın uyarısı yapılıyor. Bu doğal afetlerin dışında hayvanlarda şap hastalığı ortaya çıktı ve birçok ilde hayvan pazarları kapatıldı. Nasıl bir devirde yaşıyorsak artık deprem psikolojisinden bir türlü çıkamıyoruz ve üzerimize felaket üstüne felaket yağıyor.

Deprem ve sel bölgesindeki afetin durumu ve problemler ortadayken ve toplum ve millet olarak kendimizi sorgulamamız gerekirken birdenbire kendimizi “Seçim Atmosferi”nin içinde bulduk. Ve deprem maalesef seçim gündeminin gölgesinde kaldı. Kimisi depremi unutup şenlik havasında adayını açıklarken, kimisi de yaşanan felaket ve ölümlere rağmen müzik ve halaylarla sözde nevruzu kutluyor yazıklar olsun.

Resmi kurumlar ve gönüllü yardım kuruluşları yardımların azaldığı gerçeğine dikkat çekerek, yardımların devam etmesi ve depremzedelerin durumunun değişen gündemlerin etkisinde kalmaması gerektiği çağrısında bulunuyorlar lakin duyan yok gibi. Depremzedeler gündemin değişmesiyle unutulacakları korkusunu yaşarken, yardım kuruluşları Ramazan ayını düşünerek değişen ihtiyaçlara işaret edip duyarlılığın devam etmesini istiyorlar. Daha önce “Millet geçim bunlar seçim derdinde” denirdi. Şimdi ise “Millet can derdinde bunlar koltuk derdinde” deniliyor. Enkaz ve sel altında kalan bölge halkı bir de ‘seçim enkazı’ altında kalmasın.   

Bütün bu olumsuzluklar içinde neyse ki, “Her zorluk içinde bir kolaylık vardır” (İnşirah: 6) ayetini hatırlatırcasına nefes alma adına rahmet ayı Ramazan imdadımıza yetişiyor.  Bu akşam ilk teravih ve ilk sahurla rahmet iklimine kavuşuyoruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in müjdelediği şekliyle; “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş” olan bereketleri ve hayırları ve Kur’an’ın indirildiği Kadir gecesini barındıran Ramazan Ayı’na girmenin sevincini yaşadığımız afetler ve yüksek can kayıplarından dolayı buruk yaşıyoruz.

Nurlu gölgesi üzerimize düşmeye başlayan, bütün mevcudat için rahmet, mağfiret ve kurtuluş iklimi olan, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincire vurulduğu Ramazan ayının Kur’an ve ibadet ayı olduğu bilinci ile bütün sıkıntılara rağmen idrak ve ihya etmeye çalışalım. Ramazan ibadet ayıdır. Ramazan ümmetin ayıdır. Ramazan Kur’an ayıdır. Ramazan oruçla dirilme ve dayanışma ayıdır. Bu sıkıntılı günlerimizde deprem ve sel bölgesinde yaşayan kardeşlerimizi unutmadan, onların da sahur ve iftar yapmaları gerektiği gerçeğini düşünerek dayanışma ve yardımlaşmayı artırmalıyız. Unutmayalım ki, Ramazan kardeşlik, dayanışma ve paylaşma ayıdır. Afetler sonrası gelen rahmet ikliminin yaraları sarmada büyük bir rahmet, bereket ve fırsattır.

Aynı zamanda felaketlerin sebebini kendimizde aramalı ve günahlarımızdan ve toplumsal halimizden dönerek ALLAH’a yönelmenin yollarını aramalıyız. Tevbe, istiğfar, dua ve ibadetle felaketlerin kalkması için niyazda bulunmalıyız.  

Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde; Alimler, STK’lar, vakıflar ve yardım kuruluşları “Zekât ve fitreler afet bölgesine” adıyla bir kampanya başlatmalı ve bunu halka sunmalıdır. Bu kampanya ile depremzedelerin unutulmadığı ve yardımların devam etmesi sağlanacaktır. Zekât, fitre, sadaka, adak, infak ve diğer yardımlarla kardeşlik hukukunun hakkını yerine getirmeliyiz.

Ramazan ayında ferdi olarak manevi atmosferden faydalanmalı ve hayatımızda bir dönüm noktası ve fırsat olarak kabul edip, yaşantımıza bir çeki-düzen vermeliyiz. Hayatımızı Ramazan’ın ve orucun getirdiği güzelliklere göre şekillendirmeliyiz. Kur’an’ı okumaya ve anlamaya her zamankinden daha fazla vakit ayıralım. Yalnız midemize değil, dilimize, elimize, gözümüze ve gönlümüze tesir eden bir şuurla oruç tutalım.

Bu sıkıntılı sürecin son bulmasını ve sonraki Ramazan’ın afetlerden uzak ve ümmetin birlik ve kurtuluşuna kavuşturmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Selam ve dua ile…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
69 gün önce
139 gün önce
237 gün önce
293 gün önce
356 gün önce
363 gün önce
573 gün önce
615 gün önce
678 gün önce
1083 gün önce
1217 gün önce
1231 gün önce
1287 gün önce
1343 gün önce
1363 gün önce
1378 gün önce
1397 gün önce
1439 gün önce
1454 gün önce
1474 gün önce
1482 gün önce
1512 gün önce
1517 gün önce
1585 gün önce
1734 gün önce
1867 gün önce
2040 gün önce
2063 gün önce
2092 gün önce
2276 gün önce
2406 gün önce
2427 gün önce
2552 gün önce
2619 gün önce
2645 gün önce
2676 gün önce
2818 gün önce
2855 gün önce
2960 gün önce
2983 gün önce
3213 gün önce
3282 gün önce
3403 gün önce
3561 gün önce
3564 gün önce
3620 gün önce
3638 gün önce
3641 gün önce
3662 gün önce
3696 gün önce
3751 gün önce
3760 gün önce
3833 gün önce
3952 gün önce
3927 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=