Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Aile ve nesil harap olduktan sonra!

10 Kasım 2022, 13:49 - Okunma: 439

Geçtiğimiz hafta iktidara gelişinin 20. Yılını kutlayan AK Parti, 20 yıl bekledikten sonra başörtüsünü anayasal güvenceye alma ve aile kurumunu güçlendirmek için anayasa değişikliği için harekete geçti.

Evet, 20 yılda AK Parti iktidarı nice proje ve sayısız icraata imza atı ve birçok hayati badire ile karşılaştı bunları biliyoruz. Lakin tüm bunlara rağmen atması gereken adımları zamanında yapılan uyarılara rağmen atmadı.

Sapkın lobiler ve feminist çevrelerin baskısı sonucu 2012 yılında kabul edilen İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa ve diğer sözleşmeler sonucu aile kurumu darmadağın edildi. Genç nesillerimiz bu çevrelerin planlı bir şekilde uyguladıkları strateji ile İslam’dan ve manevi değerlerimizden uzaklaştırıldı ve aile kurumu çürümeye terk edildi. Duyarlı ve dindar kesimlerin gayret ve feveranları sonucu Mart 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Yalnız mevzuatta bu sözleşmenin etkisi en kuvvetli şekilde kendini göstermeye devam etti ve ediyor. 6284 sayılı yasa başta olmak üzere, CEDAW,  Lanzarote Sözleşmesi ve gibi sözleşmeler olduğu gibi duruyor. Ayrıca tek parti döneminde ABD ile imzalanan Fulbright Anlaşması ile eğitim sistemi ABD’ye teslim edilerek, nesillerimiz bilinçli olarak inanç ve değerlerimizden uzaklaştırılıp, batı tipi bir nesil yetiştirmenin önü açıldı. Tüm bu sözleşmeler yerlerinde duruyor ve bunların kaldırılması için hiçbir adım atılmadı.

Yıllardır Aile Meclisi, Aile Platformu, duyarlı STK’lar, başta HÜDA PAR olmak üzere siyasi partiler, âlimler, akademisyenler, basınımız ve dindar çevreler, aile ve neslin yozlaştırılması,  dini ve milli değerlerden uzaklaştırılması konusunda yaptıkları uyarılar, basın açıklamaları ve yürüyüşler pek işe yaramadı. AK Parti iktidarı sapkın gruplar ve onların destekçisi “Yeşil Kemalist” KADEM’cilere teslim oldu ve bu sorunları görmezden geldi ve çözüme yanaşmadı.

Aynı sorun başörtüsünün anayasal güvenceye alınması konusunda da yaşandı. Yıllardır HÜDA PAR, (ALLAH korusun) ileride yaşanması muhtemel iktidar değişikliğinde yeni 28 Şubatların ve zulümlerin yaşanmaması için başörtüsünün anayasal güvenceye alınması çağrısını bir türlü duymadı. Sonunda Kılıçdaroğlu’nun kanun teklifini boşa çıkaran bir adım atarak, başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliği yapılması için adım atmaya ve bunun yanında aile kurumunu da güçlendirmeye karar verdi.

Şimdi soru şu:

Bu iki önemli konuyla ilgili adım atılması için neden bu kadar beklendi?

Neden daha güçlü olduğunuz dönemde bu adımı atmadınız?

Kritik bir seçim kapıya dayanınca neden harekete geçme ihtiyacı hissettiniz?

Tüm bu sorular gündemdeyken ve tam da “zararın neresinden dönersek kârdır” diye düşünürken; AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın “Cumhuriyet rejiminin” dilimize ve medeniyetimize yaptıklarını naif bir şekilde dile getirmesi ile kızıl ve yeşil kemalistler, Ünal’ın kellesini istediler ve başardılar. Bu yetmezmiş gibi Ayasofya Camii eski imamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın’ı hedef alarak “Dini referans alma” konusunda yaptığı skandal açıklama ile İslam düşmanlarına hizmet eden yeşil bir feministin Ünal’ın yerine getirilmesi tüm ümitlerimizi yıktı.

 AK Parti iktidarına tavsiyem: Başörtüsü ve aile kurumunu güçlendirmek ve hizmet etmek istiyorsa; Anayasal adımlar atması yanında önce kendi içindeki yeşil feministler ile arasına mesafe koysun. Ayrıca adı “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” olan, gerçekte ise aileyi ve nesli ifsad etme bakanlığı olan bakanlığın ve medeniyetimiz ile gençliğimizi yozlaştıran diğer bakanlık ve kurumları ıslah etmeli yapamıyorsa lağvetmelidir. Ancak bu şekilde bizi inandırabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta çıktığı canlı yayında, "Aile yapımızı her türlü sapkınlıktan, marjinal akımlardan, yozlaşmadan koruyacağız. Buradan taviz veremeyiz. Vatandaşlarımız yürüyüşlerle haklı taleplerini dile getirdiler. Bundan daha güzeli olamaz, bu yaygınlaşacak. Biz bunlara bu meydanları bırakamayız.” Dedi.

Ayrıca önceki gün bir programında, “Teklifini vermeye hazırlandığımız son anayasa değişikliğiyle aile kurumumuza ve insan fıtratına yönelik tehditlerin önüne bir set daha çekmiş olacağız. Burada yapılması gereken de bu. Kadın ve erkek arasındaki tüm çizgiler ortadan kaldırıldığında kadının insanlığa kattığı zenginlikleri nasıl göreceğiz? Aile kavramını güvence altına alacağız.” Şeklinde konuştu.

Yıllardır bu gerçekleri haykırıyoruz ancak “Basra harap olduktan sonra” adım attınız.

Neden aile ve nesil harap olduktan sonra harekete geçtiniz?

Neden bu kadar beklediniz? Neden şimdi?

Selam ve dua ile…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
78 gün önce
483 gün önce
617 gün önce
631 gün önce
687 gün önce
742 gün önce
778 gün önce
797 gün önce
839 gün önce
854 gün önce
1134 gün önce
1267 gün önce
1440 gün önce
1463 gün önce
1492 gün önce
1676 gün önce
1806 gün önce
1827 gün önce
1952 gün önce
2019 gün önce
2045 gün önce
2075 gün önce
2218 gün önce
2255 gün önce
2360 gün önce
2383 gün önce
2613 gün önce
2682 gün önce
2803 gün önce
2961 gün önce
2964 gün önce
3020 gün önce
3038 gün önce
3041 gün önce
3062 gün önce
3096 gün önce
3151 gün önce
3160 gün önce
3233 gün önce
3352 gün önce
3327 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=