Lütfen bekleyin..
Yüce dinimizin temel müesseselerinden birisi ve en başta geleni hiç şüphesiz ki camii ve mescidlerdir. Camiler, müminleri ALLAH'ın birliği etrafında toplayan; birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının olgunlaşmasını sağlayan İslam dininin en belirgin şiarı olan mekanlardır. Camiler bir beldenin İslam beldesi olduğunun ilk ve en görünür işaretidir, İslami kimliğidir. Camiler sadece namaz kılınıp çıkılan bir mekân değil, dini ve sosyal hayatın merkezidir.
Hayatın merkezinde yer alması gereken camilerimiz hak ettiği ilgi ve değeri ne yönetimlerden ne de halk olarak bizlerden görmüyor. Camiler toplumun her sorunu veya sevincinin merkezinde yer almalı ve çözüm mercii olmalıdır. İmamlar ve alimlerimiz de topluma önderlik etmelidir.
Toplum olarak bizlerde, zihinsel bir değişim geçirmeli, cami ve imamlarımızı sadece cenazemiz olduğunda değil, hayatımızın her safhasında hatırlamalı ve onlara danışmadan hiçbir adım atmamalıyız. Kahvelerde ve farklı mekânlarda değil, dostlarımızla camilerde ve vakit namazlarında buluşmalı, randevularımızı camiye ve namaza göre ayarlamalıyız. Camileri sürekli buluşma noktamız ve hayatımızın odak noktası kılmalıyız. Çocuklarımızı ve gençlerimizi de bu şekilde alıştırmalı ve yetiştirmeliyiz. O zaman gerçekten camide hayat olduğunu ve hayatın camiden başladığını öğrenmiş ve bunu hayatımızda uygulamış olacağız.
Günümüzde yeterli düzeyde olmasa bile camilerin ve okulların itibarı ve manevi saygınlığı korunarak; cami-okul yakınlarına içkili yerler, şeytanın kol gezdiği haramların toplu olarak açıktan işlendiği sözde eğlence mekanlarının açılıp işletilmesine kanunen izin verilmiyor.
Ancak son zamanlarda “Turizm” veya “Kültür evi” kılıfı adı altında yapılan hileli işlemlerle bu kural çiğnenmeye ve halkın inancı ve değerleri yok sayılmaktadır. Bu rezalet uygulamalara son verilmeli ve camilerin asli misyonlarına uygun işlevlerini yerine getirmesi sağlanmalıdır.
Son dönemlerde Batman’da bu konu talihsiz bir şekilde defalarca gündeme geliyor. Halk arasında Esentepe olarak bilinen Necat Nasıroğlu Külliyesi yerleşkesinde cami, taziye evi, Kur’an Kursu ve kütüphane-konferans salonu bir arada bulunmaktadır. Bu konferans salonu veya kütüphanede halkın ve STK’ların uyarı ve tepkilerine rağmen sözde konserler veriliyor. Bir tarafta cami açık ve namaz kılınıyor diğer tarafta konser ve müzik sesi ile kendinden geçen kalabalıkların gürültüsü iç içe geçiyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Aynı anda Külliye Taziye Evi’nde de taziye oluyor. Ölen akrabasının hüzün ve acısını taşıyan aileler bu yası yaşarken, hemen yanlarında eğlence olacak ve yüksek sesli müzik sesine maruz kalacaklar. Bunu hangi vicdan kabul eder? Böyle bir rezalet olabilir mi? Amacınız ne? Sizin taziyeniz olursa bunu kabul eder misiniz? Bu kararı alanlar kime ve neye hizmet ediyor? Bu ailelerin yüzüne nasıl bakacaklar? Ya yarın ALLAH’a nasıl hesap verecekler?
Camilerin ve taziye evlerinin hemen önünde kapalı alan bile olsa aynı yerleşke içinde konser verilmesini kabullenmemiz mümkün olamaz. Bugün buna ses çıkarmazsak yarın ellerinde yetki olanlar orayı sirke çevirirler; sihirbaz da getirirler, dansöz de getirirler. Daha önce Ramazan ayında “Ramazan eğlencesi” adı altında Atatürk Parkına sihirbaz getirmediler mi?
Geçmişte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Dindar bir gençlik, dindar bir nesil istiyorum” mealinde bir açıklaması olmuştu. Lakin iktidarın bakanlıkları, siyasi kadroları, atadığı yöneticiler bunun tam tersini yapıyor. Dindar nesil yerine nesli ve dini yozlaştırma çabasındalar. İsteyerek veya şuursuz bir şekilde toplumda kötülüğü yaygınlaştırmaya çalışıyorlar veya en azından buna göz yumuyorlar.
Allah’u Teâlâ Nur Suresi 19’da kötülüğü yaygınlaştıranlar ve göz yumanları bakın nasıl uyarmıştır:
“Müminler arasında kötülüğün ve hayasızlığın yayılmasını arzu edenlere, dünyada ve ahirette çetin bir azap vardır. Allah her şeyi bilir, sizler ise bilmezsiniz.”
Toplumu derinden rahatsız eden ve nesli ifsad eden bu kararın ivedilikle kaldırılmasını ve neslimize ve gençliğimize fayda getirecek icraatlar yapmanızı bekliyoruz. Vesselam…