Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Ah Halepçe!

17 Mart 2015, 18:09 - Okunma: 3161

16 Mart 1988 günü insanlık tarihine kara bir gün olarak geçti. Dönemin Irak diktatörü Saddam Hüseyin, dindarlığıyla bilinen ve Irak-İran savaşında Saddam’a taraf olmayan Halepçe halkı Saddam ve arkasındaki ABD’nin başını çektiği emperyalist batılı güçlerce cezalandırıldı.

Batılı emperyalistlerin kuklası Baas yönetimi ve başındaki diktatör Saddam, Kimyasal Ali olarak tarihe geçen Irak ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral Ali Hasan el-Mecid el-Tikriti'ye zehirli gaz bombaları kullanmayı emretti. 'Kimyasal Ali' 16 Mart 1988'de zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz adet MiG-23 uçağı tarafından Halepçe kasabasına bombardıman düzenlendi. 3 saat süren  kimyasal gaz bombardımanı sonrası resmi kaynaklara göre çoğu çocuk ve kadın olan 6 bin 357 kişi, gayri resmi kaynaklara göre ise 20 binin üzerinde kişi zehirlenerek katledildi. 15 bin kişi ise ağır derecede yaralandı. Kimyasal saldırı, günümüze kadar 44 bin kişinin ölümüne, 63 bin kişinin de sakat kalmasına neden oldu.

Halepçe Katliamı hafızalardan silinmeyecek izler bıraktı. Bu acımasız katliam, tarih sayfalarına büyük bir kara leke olarak düşecek. Masum Kürt halkına yönelik gerçekleştirilen bu insanlık dışı kitle katliamında ölenleri rahmetle anıyoruz. O gün Irak’ta yaşanan vahşet, bugün Suriye’de ve birçok yerde yaşanıyor. Şunu çok iyi biliyoruz ki,  Allah’ın adaleti mutlaka tecelli oluyor ve zalimler eninde sonunda hak ettiği cezayı alacaktır.

Evet, bugün Halepçe katliamının 27. Yıldönümünü yâd ettik-ediyoruz. Halepçe yalnızlığın, sahipsizliğin ve mazlumca katliama uğrayışlığın sembolleştiği bir trajedi olarak karşımızda duruyor. Tarihte sayılamayacak derecede zalim, despot ve diktatörler katliamlar gerçekleştirdiler. Hepside zulümleri sonucunda tarihe kara leke olarak lanetle anıldılar. Mazlum ve Mustazaflar ise devamlı insanlığın onuru ve medar-ı iftiharı olmuşlardır. Ne yazık ki, geçmişte zulümle saltanat kurmaya çalışanların kötü akıbetlerinden ders almayan, günümüz zalim ve emperyalist egemen güçleri, aynı yolda gitmeye devam ediyorlar. Bunlar kainatı (Haşa!) kendilerinin yarattığını ve yaptıklarının onlara kâr kalacağını zannediyorlar. Oysa İbrahim Suresi 42. Ayette Rabbimiz: ''Sakın, ALLAH'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Şüphesiz ki Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.''  diye buyurarak, zalim, despot, xunhar (kan içici) güçlerin sonunu bize haber veriyor ve onları o günle korkutuyor.

İnsanlık ve İslam Ümmeti maalesef tarih boyunca nice zulümlere maruz kalmıştır. Susa katliamı, Başbağlar katliamı, Zilan, Dersim ve 6-7 Ekim olaylarında işlenen vahşet, zalimlerin alınlarında silinmez bir kara leke olarak kalacaktır.

Zalim emperyalistler, kendi saltanatlarını kurmak, korumak veya geliştirmek için insanlık adına suç işlemeye devam ediyorlar. Milyonlarca insanın kanının dökülmesi onlar açısından bir şey ifade etmiyor. Yeter ki, saltanatları zarar görmesin.

Halepçe katliamı ve her yıl 15-22 Mart tarihleri arasında yâd edilen Dünya Mustazaflar Haftası nedeniyle birazda Batman’da yapılan programlara değinelim….

Hafta sonu iki gün boyunca Dünya Mustazaflar Haftası münasebetiyle özelde Halepçe ve genelde tüm dünyada yaşanmış ve halen yaşanmakta olan zülüm ve katliamların sergilemek gayesiyle ile Hak ve Özgürlükler Platformu üyesi Sevgi-Der, Gülistan Caddesi’nde resim sergisi açtı. Dünyada zulme uğramış ve katliamdan geçirilmiş Müslümanlara ait fotoğrafların yer aldığı sergiye vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Ayrıca sergide, 6-8 Ekim olaylarında vahşice katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının resimleri de yer aldı.

Pazar Günü Alyans Düğün Salonu’nda gündüz kadınlara, gecede erkeklere yönelik Hira Der ve Hür Der ortak organizesi ile “Mazlumların Rabbine Yakarış ve ‘HALEPÇE’” adlı konferans düzenlendi. Konferansın iki ayağı da oldukça ilgi gördü.

Pazartesi akşamı da Ahmedé Xani Derneği öncülüğünde 5 derneğin destek verdiği “Biranina Helepçe” (Halepçe’yi anma) adlı program yapıldı.

Yine Birçok STK ve siyasiler Halepçe konusunda basın açıklaması yaptı. İşin bir başka boyutu da; böyle bir trajedi karşısında bile, hala toplumumuzun bir araya gelmesini öğrenememesi ve birbirlerine tavır alarak yapılan programlara katılmamalarıdır. Bizim toplumumuzu maalesef en çok cenaze ve taziyeler bir araya getirirken, yaşanan bu acılarda siyaset ve dar ideoljik kamplaşmanın ön plana çıkması üzüntü vericidir. İşin bir başka trajik durumu da; Halepçe ve Roboski katliamlarını kınayanlar, gözleri önünde yaşanan başta 6-7 Ekim vahşeti gibi olayları kınamamaları ve ‘vahşet’ diyememeleri de ayrı bir garabet ve yara olarak karşımıza çıkıyor. Bir vahşeti kınarken başka vahşetlere destek olmayalım. Vahşete sessiz kalmak vahşete ortak olmaktır… “Zulüm Karşısında Sessiz Kalan, Dilsiz Şeytandır...” hadisini ve uyarısını unutmayalım… Zulüm kimden gelirse gelsin karşı çıkalım…

Selam ve dua ile…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
39 gün önce
110 gün önce
207 gün önce
263 gün önce
326 gün önce
333 gün önce
544 gün önce
585 gün önce
649 gün önce
1054 gün önce
1188 gün önce
1202 gün önce
1258 gün önce
1313 gün önce
1334 gün önce
1349 gün önce
1368 gün önce
1410 gün önce
1425 gün önce
1445 gün önce
1453 gün önce
1483 gün önce
1488 gün önce
1556 gün önce
1705 gün önce
1838 gün önce
2011 gün önce
2034 gün önce
2063 gün önce
2247 gün önce
2377 gün önce
2398 gün önce
2523 gün önce
2590 gün önce
2616 gün önce
2646 gün önce
2789 gün önce
2826 gün önce
2931 gün önce
2954 gün önce
3184 gün önce
3253 gün önce
3374 gün önce
3532 gün önce
3535 gün önce
3591 gün önce
3609 gün önce
3612 gün önce
3633 gün önce
3667 gün önce
3722 gün önce
3731 gün önce
3804 gün önce
3923 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=