Son zamanlarda birçok şehirde yaşanan sokak hayvanları sorunu ilimizde de yaşanmaya başladı.
Bu konuda kimisi “hayvanseverlik” adı altında hayvanları savunma refleksi geliştirirken, kimisi de insanlara zarar verme noktasında bu görüşe karşı çıkıyor. Bizler bu iki uç görüşe de katılmayıp aziz dinimiz İslam’ın gösterdiği vasat bir yol izlenmesi taraftarıyız.
İnsanoğlu hayatını idame ettirebilmek için birçok şeye muhtaçtır. Bunların en önemlilerinden biri de hayvanlardır. Nitekim gıda, giyim, nakil gibi zaruri ihtiyaçların giderilmesinden süs malzemelerine kadar hayvanlar, insan için yaratılmıştır.
Kur’ân-ı Kerîm’de bu duruma şöyle dikkat çekilir:
“Hayvanları da Allah yaratmıştır. Sizin için onlarda ısıtıcı şeyler (yün) ve birçok faydalar vardır. Hem onların kendisinden (ve gelirinden) yersiniz. Akşamleyin getirirken, sabahleyin de salıverirken onlarda sizin için bir(zevk ve) güzellik vardır. -En-Nahl Suresi: 5-6-
“Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasın. Biz kitapta (levh-i mahfuzda) hiçbir şeyi eksik bırakmadık, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanacaklardır.” -Enâm Suresi: 38-
İslâm’da önemli bir yeri olan “ümmet” kavramının hayvanlar için de kullanılması gerçekten dikkat çekicidir. Zira hayvanlar ekolojik düzenin sağlanmasında oldukça mühim bir işleve sahiptirler. Ayrıca hayattaki her nimet gibi hayvanlar da insanoğlunun hizmetine takdim edilmiş emanetlerdir. Bu emanetlerden istifade ederken onlara karşı daima güzel muamelede bulunmak gerekir.
Peygamber efendimizin döneminden bir örnek verecek olursak:
Mekke Fethi’ne doğru gidilirken hayvanlara muamele konusunda muhteşem bir tablo sergilendi. Âlemlerin Efendisi on bin kişilik muhteşem ordusuyla Arc mevkiinden hareket edip Talûb’a doğru giderken, yolda yavrularının üzerine gerilmiş ve onları emzirmekte olan bir köpek gördü. Hemen ashâbından Cuayl bin Sürâka’yı yanına çağırarak onu bu köpek ve yavrularının başına nöbetçi dikti. Anne köpeğin ve yavrularının İslam ordusu tarafından ürkütülmemesi hususunda tembihte bulundu. -Vâkıdî, II, 804-
Bu örnek gibi nice örneklerde hayvanlara güzel muamelede bulunulması emir ve tavsiye edilmiştir.
Şimdi İslam’ın bu konudaki tavrını belirledikten sonra şu noktaya belirtmek gerekir ki, kâinattaki canlı cansız her şey imtihan gereği insan için yaratılmış ve insanın emrine verilmiştir. İnsanda kendisine verilen bu emanete İslam’ın belirlediği ölçü dairesinde davranması gerekir.
Şimdi konumuz olan sokak hayvanları özellikle de sokak köpekleri konusuna dönersek; bu hayvanların koruma altına alınarak barınaklarda beslenmesi gerekir. Yoksa gelişigüzel şehir içlerinde kendi hallerine bırakılmamaları gerekir. Bu durumda hem kendileri rahatsız olan insanlardan zarar görüyor hem de bazen sokak köpekleri insanlara ve evcil-kümes hayvanlarına saldırabiliyorlar. Bu nedenle diğer şehirlerde sık sık karşılaşılan ölümcül olaylar yaşanmadan belediye, tarım il müdürlüğü ve ilgili kurumlar bu konuya el atmalıdır.
Önceki hafta ajans ve gazetelere şu haber düştü: “Batman'ın Kardelen Mahallesinde (Emekli TOKİ) ikamet eden bir vatandaşa ait kümese giren sokak köpekleri; kuzu, tavuk, bıldırcın, tavşandan oluşan 25 küçükbaş hayvanı telef etti.”
Geçenlerde bir meslektaşımız şehir içinde toplu halde gördüğü köpeklerin bir tehlike oluşturmasına karşın belediyeye ait “Alo 153” nolu hattı arayıp durumu söyler söylemesine yalnız, belediye görevlisi, bunun görevleri olmadığı mealinde cevap verir.
Şimdi soruyoruz! Sokak köpeklerini toplayıp barınak yapmak ve onları koruma altına almak belediyenin ve Belediye Veteriner İşleri Müdürlüğü’nün görevi değilse kimin görevidir? Peki, madem sizin göreviniz değil ise neden , “Batman Belediye Başkan Yardımcısı Şehriban Aydın, yapımı devam belediye hayvan barınağı giderek incelemelerde bulundu.” diye hem belediye sitesinde hem de basınla bu haberi paylaşıp hava atıyorsunuz?!
Hava atmak yerine bu sokak köpeklerine sahip çıkmayı deneseniz daha hayırlı bir icraat yapmış olursunuz. Yarın sokak köpekleri bir insana zarar vermeden bu soruna el atın. Sonra bunun altından kalkamazsınız. Wesselam…