Lütfen bekleyin..


Veysi DEMİR

Cephede Kazanıp Masada Kaybetmek!

21 Temmuz 2022, 00:34 - Okunma: 930

Müslümanlar her konuda olduğu gibi dini, içtimai ve siyasi konularda da şuurlu ve bilinçli olmalıdırlar. Maalesef Müslümanlar birçok hayati alanı ihmal ettikleri ve İslam düşmanı emperyalist ve siyonist güçlerin oyun ve planlarını görmediklerinden cephede savaşı kazandıkları halde masada kaybediyorlar.

Şöyle bir düşünelim ve İslam coğrafyasına bakalım! Zamanında işgal edilen ve sömürge iken bağımsızlık mücadelesi verilen ülkelere bakalım: Osmanlı, Mısır, Suriye, Hindistan, Pakistan, Libya vs. hangisine bakarsak bakalım bu ülke halklarının mücadelelerinin ön saflarında âlimlerimiz, münevverlerimiz kısaca başrolde İslam vardır. Ancak zafer elde edildikten sonra Müslümanların 'siyasi şuur' eksikliği, oynanan oyunları görmemeleri, siyaseten zaaf göstermeleri sonucu, cephede kazandıkları zaferleri masa başlarında kaybettiler.

Bu durumu ABD ve İsrail destekli 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi ve Müslüman halkın şanlı direnişi sonrasında yeniden yaşadık. Müslüman halk imanından aldığı güçle, abdestini alarak kefenini kuşanıp tekbir ve salavatlarla meydanlara koştu. Savaş uçakları, helikopterler ve uzun namlulu silahlarla yapılan alçakça saldırılara direnerek 252 şehid ve binlerce yaralı pahasına darbe ve işgal planını akamete uğrattı. O sırada darbeye sevinenler, darbecileri alkışlayanlar, bankamatik-ATM’lerinde para kuyruğunda olan ve marketlerden makarna almakla meşgul olanlar veya sonuca göre vaziyet alan münafık ruhlu karaktersiz sefiller; ilk gece ve sonraki günlerde ortada görünmediler. Darbe bertaraf edildikten ve ortam süt liman olduktan sonra bu güruhlar algı operasyonları ve manipülasyonlarla birdenbire meydanlarda görünmeye ve halkın devrimini kendileri yapmış gibi arsızca üstlenmeye ve Müslüman camiaları hedef tahtasına koymaya başladılar. Son üç yüzyılda defalarca olduğu gibi meydanda kazandığımız savaşı masada kaybettik.

Bu kesimler darbe olmasını dört gözle bekleyip gerçekleşmeyince şeytani bir manevrayla halkın devrimini elinden almaya kalktılar. Önceki darbeleri sanki laik Kemalist kadrolar yapmamış gibi onları kutsamaya başladılar. Hükümette bu oyuna alet oldu ve birden bire “İslami söylemler”, “ümmet olma şuuru” ortadan kalktı, milliyetçi ve ultra Kemalist, laik ve seküler söylemler gelmeye başladı. “Demokrasi mücadelesi, “demokrasi şehidi” gibi ucube söylemler türedi. Kahir ekseriyetle dindar ve muhafazakâr çevreler ilk andan itibaren darbeye karşı direndi. Zaten şehid ve gazi olanlar tek tek incelediğinde bu görülecektir.

Gerçekler güneş gibi ortadayken, algı operasyonlarıyla 15 Temmuz direnişinde eksen kayması yaşandı. İlk andan itibaren darbeye imanından aldığı güçle serden geçerek karşı çıkan samimi insanların yerini şov ve gösteriş meraklısı, kişilik erozyonuna uğramış tipler doldurdu. Halkın direnişini sulandırmaya başladılar. Tek amaçları oradan resim çekip paylaşmak ve orada olduğunu göstermek olan bu kişiler farklı dünyevi amaçlarla bunu yaptılar. Kimisi FETÖ’cü olmadığını ispatlamak, kimisi hükümetten “paye” almak, kimisi de 15 Temmuz’u amacından saptırmak için bunu görev bilinciyle yaptı.

Hükümet bu oyunları görmekte pek mahir olamadı. İlk andan itibaren canını ortaya koyan kesimler ile şov ve oyun peşinde olanları ayıramadı. Zamanla hükümette de “laiklik” savrulması yaşandı. Hükümet bu direnişin etkisiyle halkta olan birlik ruhunu muhafaza edemedi ve “15 Temmuz ruhu” önce kel alaka Kılıçdaroğlu’nun da davet edildiği Yenikapı mitingiyle “Yeni Kapı ruhu”na dönüştü. Sonra bunun hayal olduğu anlaşılınca, ‘Yeni Kapı ruhu, tuz ruhu oldu’ dendi.

15 Temmuz günlerinde hükümet yetkilileri 15 Temmuz ruhunu, bu kardeşlik ve birlik ruhunu koruyacaklarını meydanlarda söylediler lakin bu gerçekleşmedi. Hükümet süreci iyi yönetemedi ve zamanla bu birlik ve ittifak dağıtıldı. Başkalarına yaranma adına darbeye karşı direnen kesimler tek tek ötekileştirilmeye ve küstürülmeye başlandı. Hükümet bu hatasını görmemekte ısrar ederse kendine de ülkeye de yazık edecektir. Şimdi yaranmaya çalıştığı kesimler, darbeyi alkışlayanlar ve kendi içlerindeki “vaziyetçiler” birlik olup 15 Temmuz’da yapamadıklarını fazlasıyla yapmaya çalışıyorlar amma velakin hükümet halen basireti bağlanmış bir halde olanları izliyor. Hükümet ivedilikle bu gafletten uyanmalı ve “15 Temmuz ruhunu” ona-buna yaranmaya kalkmadan, korkmadan yeniden canlandırmalı ve bu ivme ile yoluna devam etmelidir. Halkına güven duyan ve halkı kazanan bir yönetimi, 15 Temmuz’da olduğu gibi hiçbir beşeri gücün yıkamayacağı gerçeği görülmelidir.

Selam ve dua ile…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
49 gün önce
147 gün önce
203 gün önce
266 gün önce
273 gün önce
483 gün önce
525 gün önce
588 gün önce
994 gün önce
1127 gün önce
1141 gün önce
1197 gün önce
1253 gün önce
1274 gün önce
1288 gün önce
1308 gün önce
1350 gün önce
1365 gün önce
1385 gün önce
1392 gün önce
1423 gün önce
1428 gün önce
1496 gün önce
1644 gün önce
1778 gün önce
1950 gün önce
1974 gün önce
2002 gün önce
2187 gün önce
2316 gün önce
2338 gün önce
2462 gün önce
2529 gün önce
2555 gün önce
2586 gün önce
2728 gün önce
2765 gün önce
2870 gün önce
2893 gün önce
3123 gün önce
3193 gün önce
3314 gün önce
3472 gün önce
3474 gün önce
3531 gün önce
3549 gün önce
3552 gün önce
3573 gün önce
3607 gün önce
3662 gün önce
3671 gün önce
3744 gün önce
3862 gün önce
3837 gün önce

RSS
© 2025 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=